2016 yılı hafızalarımızda hiç iyi izler bırakmadı, yaşadığımız terör olaylarında çok sayıda vatandaşımızı, çok sayıda güvenlik görevlilerimizi kaybettik.
Her akşam şehit haberleri toplumun yüreğine oturdu.
2016 yılı bir an önce gitsin de, kurtuluruz belki bu olumsuzluklardan diye düşündük.
Sevinçle onu tam yolladık, senmisin sevinen, 2017 de önemli bir terörle girdi hayatımıza.
* * *
2016 da siyasette, siyasetçilerde çok kötüydü, özellikle siyasette Kimse kimseyi anlamak istemiyor, birisinin ak dediğine diğeri kara diyordu.
2016 yılı denildiğinde, bu yönleri ile hafızalarımızda terör, çatışma, şehitlerimiz ve siyasetteki sözel meydan savaşları kaldı.
* * *
Yılların bir kabahati yok, kabahat sende, bende, özellikle sorunlara çözüm üretmesi gereken siyasetçilerde kısaca hepimizde.
Terörün sebeplerini inceleme, bir türlü anlam veremediğimiz, siyasetçilerin inatları ve kavgacı duruşları karşımıza dikiliyor.
Ayrıca ülkemizde yaşayan Suriyeliler, Iraklılar, Afganistanlılar Vb. Sokaklarımızda dilenen ellerini kollarını sallayarak gezen bu insanlar kimdir, teröre bulaşmış mıdır, bu yabancılar hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
Kentleri yaşanmaz hale getirmeyi amaçlayan bu olayların içinde kimler var diye düşünürken, ülkemizde yaşayan bu yabancıları göz ardı edemeyiz.
* * *
Artık uluslar birbirlerine savaş açıp ordularını savaştırmıyorlar.
Kent savaşları yapılıyor, bu savaşlarda terör örgütleri kullanılıyor.
* * *
Sadece ülkemizde değil dünyanın her yerinde, farklılıklarımız ile yaşamayı, gitgide açılan ama aynı zamanda da, olası en büyük çeşitliliği içeren bir dünya kurmayı öğrenmek durumundayız.
Demokrasi, ötekini kabul etmenin bir yoludur.
* * *
Özgürlükçü demokrasi yani düşünce özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü, yukarıdaki algılamanın içerisine, hukukun teminatı altında yerleştirilmelidir.
Her şeye rağmen 2017 den umudumuzu kesemeyiz.
2017 ne yapsın?
Terörsüz, savaşsız, barışın egemen olduğu dünyayı kurmak o kadar zor değil.
İyi yıllar diliyorum.