Yaşamının 35 yılını Milli Eğitimin muhtelif kademelerinde geçirmiş bir emekli Öğretmen olarak, eğitimimizin sağlığından endişe duyduğumun altını kalın çizgilerle çizmek durumundayım.
* * *
Bu hafta okullarımız açılıyor.
Milli Eğitimimizin sorunlarını büyük bir samimiyetle tartışmaya açmamız gerekiyor diye düşünüyorum.
* * *
Milli Eğitimin sağlığının düzeltilebilmesinin en temel yolu, nitelikli öğretmen yetiştirilmesi gereğine inanmaktan geçiyor.
* * *
Eğitimin topluma, ailelere ve devlete maliyeti oldukça yüksek.
Bu seviyedeki maliyetle hala eğitimin ve öğelerinin sorunlarını çözememiş olmamız düşündürücü değil mi?
Öğretmen, veli ve diğer etmenlerde eğitimin sorunları için kafa yormalılar ve çözüm önerilerini toplumla paylaşmalılar.
* * *
Milli Eğitimin çıkmazlarını sadece öğretmenlerimizin üzerine yıkmanın da çok doğru olmayacağının altını çizmeliyiz.
* * *
Eğitimin hedeflerinin belirlenmesi işinin, sadece siyasilere bırakılmaması gerekmektedir.
Özellikle Liyakate dayalı bir eğitim sistemi kurmanın yollarını aramak ve üzerine çalışmak durumundayız.
* * *
Okullarımıza bir dönem akıllı tahta alma kampanyaları ile eğitimin neresini düzeltebildiğimizi düşünüyorum.
Oysa okullarımıza akıllı tahta yerine, iyi yetiştirilmiş öğretmenler ve uluslar arası seviyeyi yakalamış programlar gerektiğini görmemiz gerekmiyor muydu?
* * *
Öğretmenlerin yetiştirilmesi yanında, öğretmenliği gelir düzeyi yüksek olan meslek guruplarından olmasını sağlayamadık.
Yapılan bir araştırmanın iki satırını sizlerle paylaşmak durumundayım.
Bir öğretmen 40 dakikalık dersin yaklaşık 12 dakikasını sınıfta disiplini sağlamaya ayırıyormuş.
Okul Müdürlerimiz ise günlük mesaisinde eğitime 15 dakikasını ayırabiliyormuş.
* * *
Öğretmenler gelecek nesiller sizin eseriniz olacaktır diyen Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’e, zamanın Maliye bakanı, efendim Milletvekili maaşlarında düzenlemeler yapacağız bir öneriniz olur mu dediğinde Mustafa Kemal Atatürk’ün, bu düzenlemedeki Milletvekili maaşları öğretmen maaşlarını geçmesin dediğini biliyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk bu ifadesi ile Eğitimi ne kadar ciddiye aldığını göstermemiş mi?
* * *
Liselerimiz, yüksek öğretime girmek için pasaport veren kurumlar haline geldi sanki!
Çoktan seçmeli sorularla, çocuklarımızın bilgi seviyelerini tam olarak ölçemediğimizi biliyoruz.
Eğitim seviyesi yanlış ölçülerin kurbanı edilmesin diyoruz.
* * *
Okula başlayacak çocuklarımıza, öğretmenlerimize ve eğitime katkı veren tüm elemanlara 2019 – 2020 Öğretim yılının hayırlı olmasını diliyorum.
Eğitimin bedelini ödeyebilenlerin daha çok yararlanabildiği bir hizmet olmaması dileğimle…