Başkanlık sisteminin tartışıldığı bu günlerde, Parlamenter sistemin eksikleri tabi konuşulmalı, parlamenter sistemin eleştirilmesi gereken yönleri eleştirilmelidir.
Bu noktada Türkiye’nin siyasi partilerinin hem hak ve özgürlükler, hem de rejim konusunda yeni bir anayasa çalışmasına girmesi gerektiği doğru bir tespittir.
Cumhuriyetin kurulmasında bulunmuş CHP’si de yeni bir anayasa çalışması yapılmalı ancak, bu çalışma yapılırken başkanlık dayatması yapılmamalıdır.
Muhalefet yapanların itirazlarının tartışılması meselesi, işin oldubittiye getirileceği izlenimini de ortadan kaldırır.
* * *
Önce bir örgütlenme modeli ortaya konmalı, Türkiye Cumhuriyeti devleti nasıl bir yapıda olmalı, kim hangi yetkileri kullanmalı, merkezi ve yerel yönetimler nasıl olmalı önce bunlar tartışılmalı.
Bunlar yapılmadan başkanlık sisteminin tartışılması doğru değildir.
* * *
2023’e giderken yüz yıllık bir Cumhuriyet kendi deneyimini dikkate alarak, tüm bunları tartışarak, yeni bir yapı ortaya konabilir. Bunu anlamak mümkündür.
Ancak bu Ülkenin devlet yapısının temel ilkeler var; üniter devlet yapısı ve ulus birliği bunların başında.
Yani 82 anayasasının değiştirilmesi ve yeniden yapılandırılmasına açığız diyenler, bunun başkanlık dayatması haline getirilmesinden rahatsızlar.
* * *
Başkanlık sistemini isteyenler, getirilmeye çalışılan başkanlık sisteminin, devlet yapısında güç dağılımının nasıl olacağını açıklamalıdırlar.
Milli iradeyi temsil eden TBMM’nin durumu ile ilgili soruları yanıtlamalıdırlar.
Bu yanıtlar alınmazsa, hangi yetkileri kimlerin kullanacağı, TBMM’nin ne olacağının cevapları boşlukta kalır.
Bu da üniter yapının dışına çıkılması ve federal yapıya geçilmesi korkularını ortaya koyar.
* * *
Özetle, Türkiye’de başkanlık rejimini savunanlar neyi önerdiklerini ortaya koymadılar.
Türk tipi diye bir ifade etrafta dolaşıyor ama bunun ne olduğunu bilmiyoruz.
Bütün bunlar anlatılmalı, tanımlanmalıdır.
Ben bu tanımlamanın yapılmamasının bilinçli bir tercih olduğunu düşünmek istemiyorum.
İnsanların kafasını karıştırıyorlar ve neyi tartıştığımızı bile bilmiyoruz, daha doğrusu tartışamıyoruz.
* * *
Türkiye’de başkanlık sistemine karşı çıkanların, birinci sınıf bir demokrasi ve etkin işlevsel bir devlet yapısı gibi bir isteği var.
Dünyanın en ileri demokrasi standartlarını Türkiye’ye getirmek gibi bir arzuları var.
Bunu yaparken de üniter devlet ve ulusun birliğini istiyorlar.