Türkiye’nin gündemi oldukça yoğun ama başkanlık tartışmaları bu gündem içerisinde çok önemli bir yer tutuyor.
Sistem değişikliğini, idari yapının değişikliğini yapabilmek için yapılan hazırlıklar, hazırlanan Anaya taslağında anlatılmaya çalışılmaktadır.
* * *
Anayasa metinlerinin iki önemli yanı vardır, birisi yurttaşların hakları ve özgürlükleri, diğeri ise devletin örgütlenme yapısıdır.
Devletlerin büyük çoğunluğunun anayasalarındaki durum bu şekildedir.
Anayasalar hazırlanırken Yurttaşların Hak ve özgürlükleri güvence altına alınır ve devletin örgütlenme yapısı öyle tanımlanır.
* * *
Bir ülkede yaşayan insanların devlete güveninin olmadığı hallerde, bu ülkelerde Anayasa yapılırken ayrıntıya girmekte yarar vardır.
Ama toplumlarda devlete güven varsa, hazırlanan Anayasalarda sadece ana hatlar yazılır.
Bizim ülkemizde de halkımız, siyasilere pek fazla güven duymamaktadır.
Bu nedenle bizler anayasa hazırlarken ayrıntıların Anayasada bulunmasını isteriz.
* * *
Demokrasi gelenekleri yerleşmiş olan ülkelerde halk siyasileri denetleme olanaklarını kullanabildikleri için, Anayasalarında ayrıntılara girilmesini istemez.
Türkiye’de siyasilere duyulan güvenin vahim sayılabilecek derecede düşük olması hazırlanan anayasalarda ayrıntılar istemektedir
İşte bu nedenle de yurttaşlar güven faktörünün yetersizliği nedeniyle anayasa konusunda ayrıntı bekliyorlar.
Devlet dediğimiz örgütlenme, üç gücün bir araya gelmesiyle oluşan yetkiler toplamıdır; “yasama, yürütme ve yargı” bir araya geliyor.
Bu üç gücün “güçler ayrılığı” şeklinde örgütlenmesini beklememiz açıklamaya çalıştığımız güvensizlik nedeni ile ayrıntıları ile açıklanmış olması gerekir,
* * *
Ülkemizin, siyasi rejimi üniter yapıya dayanan bir devlet modelidir. Siyasi irade, tek güçtür.
Yerinden yönetim birimleri güçlendiriliyor ve güçlendirmelidir.
Hangi hizmetlerin merkezden ve hangilerinin yerinden karşılanacağı şeklinde bir tartışma çıkıyor.
Demokrasi açısından bu tartışmanın çok büyük bir ağırlığı var. CHP’sinin, bu tartışmada öncü bir rol üstlenmesi gerekiyor.
* * *
CHP’ sinin İl yönetimleri, yapılabilecek bir referandum için yaptıkları hazırlıklarla genel merkezi beslemelidir.
* * *
İl genel meclislerinin olması, büyükşehir belediyesi meclislerinin olması, ilçe belediye meclislerinin olması, köy idarelerinde ihtiyar heyetinin olması bir ayrı özerk yapının olması anlamına gelmez.
İdari özerklik vardır, siyasi özerklik yoktur.
Seçimle gelen karar organlarının kabul ettiği bir bütçe yapılıyorsa burada idari özerklik vardır.
Siyasi olarak tek bir otorite vardır; o da üniter devlettir. Türkiye Büyük Millet Meclisidir.
Bizim barış ve huzur içinde yaşamamız için bizim rejimimiz ne olmalı? Cumhurbaşkanımız bir kaç kez, valilerin seçimle gelmesi gerektiğini konuşmalarında vurguladı.
Bir siyasetçinin başkanlık rejimi ile ilgili ısrarını valiler de seçimle gelsin, ne olur ki açıklamasıyla birleştirdiğimizde ortaya üniter yapıdan federal yapıya geçiş görüntüsü ortaya çıkıyor.
* * *
Bizim çevremiz Balkanlar, Sovyetler Birliği, Kafkaslar ve Ortadoğu’dan oluşuyor ve son 30-40 yıldır hep birlikte gördük ki böyle bir yapının olması devletleri yaşatmıyor.
Etrafımızdaki bütün sorunlara rağmen Türkiye üniter yapısıyla yaşadı ve ayakta kaldı.
Bizim bu topraklarda barış ve huzur içinde yaşayabilmemiz için bu geçmişimizi göz ardı etmememiz lazım.
Yapılacak referandumda halka anlatılması gereken önemli noktalardan birisi üniter yapının korunmasıdır.