Ömrünün önemli bir bölümünü eğitimin içinde geçirmiş bir insan olarak, ülkemizde uygulanmaya çalışılan ve de uygulanan eğitim konusunda, yeni eğitim ve öğretim yılının başladığı bu hafta, bir şeyler söyleme ve yazma hakkım olduğunu düşünüyorum.
İşe Sınıftaki eğitimin, ailedeki eğitimle desteklenmesi gerçeği ile başlamak istiyorum.
Okulda çocuklarımıza verdiğiniz bilgiler ile onların davranışlarını biçimlendiriyor, çocuklarımızın gelişmesine katkı veriyoruz.
Okulda verilen bu eğitim, çocuklarımızın gelişmesinde çok önemli bir yere sahiptir.
Ama bu eğitim, ailedeki eğitimle desteklenmezse, farkına varamadığımız eksiklikler çocuklarımızı hırçınlaştıracaktır ve hırçınlaştırmaktadır.
Sadece okul veya sadece aile de verilen eğitimin bir yanı eksik kalmaktadır.
Bunu birleştiren bir eğitim sistemi ile çocuklarımızın eğitiminde önemli bir ilerleme sağlanacaktır.
Anne ve babası çalışan bir çocuk, okul çıkışında kendiliğindenliğe terk edilmektedir.
Anne ve babası çalışmayan çocukların aileleri, eğer okul sonrasında çocuklara nasıl davranacakları konusunda bilgilendirilmezlerse, o çocuklarımızda kendiliğindenliğe terk edilmiş olmaktadır.
***
Sabah 8.30 ile akşamüzeri 16.30 arasında çocuklarımıza okullarımızda 45 dakika ders 10 dakika teneffüs yaptırarak, bilgi verme ve davranışlarının değiştirilmesi, ortak sorumluluk alma gibi konular ile çocuklarımız şekillendirilmektedir.
Eğer bu çocuklarımızın ailelerine, akşam 17.00 den sonra, çocuğun yatıncaya kadar ki zamanını, Cumartesi ve Pazar günlerini nasıl değerlendirecekleri konusunda bilgi verilmez ise, aileler bu konuda bilgilendirilmez ise, eğitimin bir bacağı arızalı demektir.
Ailelerin de bu arızayı, etüt veren dershaneler ile veya özel dersler ile gidereceğini zannetmeleri meselenin ayrı bir boyutudur.
* * *
Çocuklarımızın, Okul ve dershane dışında da bir dünya olduğunu bildiklerini aklımızdan çıkarmamalıyız.
Onların, ders dışındaki kitaplara da ilgi duymaları, spor yapmaları ve en önemlisi oyun oynamalarına da zaman ayırmayan eğitim ve aile, çocuklarımız için sıkıcı olmaktadır.
Bu anlayışla yetişmiş bir doktor, bir Avukat veya bir öğretmenin sadece iyi bir doktor veya iyi bir Avukat veya da iyi bir öğretmen olması yetmemektedir.
İş hayatları dışında ki hayatı da değerlendirmeyi, insanlar eğitim yıllarında öğrenmelidir.
* * *
Emperyalizm eğitimi de önemli bir rant kapısı haline getirdiği için, eğitimi artık eğitimciler değil, işletmeciler biçimlendirmektedir.
***
İsveç başbakanlarından Olef Pal menin yabancı misyon şeflerine İsveç eğitimini anlatırken söylediklerini çok çarpıcı bulduğum için bunu bir çok kereler yazılarımda anlatmıştım.
Olef Palme diyor ki;
“Biz çocuklarımıza okullarımızda Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji gibi dersleri öğretmeye başlamadan önce, onlara birbirleri ile nasıl anlaşacaklarını, sonra yan yana gelip nasıl örgütleneceklerini öğretiyoruz, ondan sonra Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji gibi dersleri öğretmeye başlıyoruz”
Eğitimimiz için her şeyi anlatmaya yetmiyor mu?
Biz birbirimiz ile nasıl anlaşacağımızı öğrenemediğimiz için hep kavga ediyoruz, nasıl örgütleneceğimizi bilmediğimiz içinde katıldığımız dernek veya sendikalar veya partiler kanalı ile de birbirimize düşman oluyoruz.
***
Müşteri bulmak için reklâm veren şirketler ile başarılı eğitim verdiği ile ilgili özel okul reklamlarının farkını anlayamıyoruz.
Çocuklarımızın büyüdüklerinde, ülke sorunları ile ilgilenen, sorgulayan, çağdaş birer insan olmalarını sağlayacak eğitimi bulmamızın o kadar zor olmadığını belirtmek istiyorum.
Ülkemizin geleceğini teslim edeceğimiz çocuklarımızı daha sağlıklı, fırsat eşitliği olan bir eğitim sistemi ile eğitmenin arayışında, velilerimize de çok önemli görevler düşmektedir.