“ Söz gümüşse, sükût altındır “ demiş atalarımız. Nede güzel demişler, ağızlarına sağlık, akıllarına sağlık.
Gelecek kuşakların, çok konuşup az dinleyeceklerini sezmişler sanki.
Vücudumuzda bile iki kulak ve bir ağız var. Keşke iki ağzımız ve tek kulağımız olsaydı da, doyasıya konuşsaydık.
* * *
Hepimiz ama hepimiz, konuşmak için programlanmışız, konuşanları ve konuşulanları dinlemiyoruz.
İktidar muhalefeti dinlemiyor, her kafadan bir ses çıkıyor.
Akıl ve bilimi rehber almak, herkesin birbirine kulak verdiği bir toplum olmanın ilk adımıdır.
* * *
Yaşanan çatışmaların her gün can aldığı bir ortamda bile, önlem alması gerekenler ile muhalefette bulunanlar bir noktada buluşamamaktadır.
Yaşadığımız bu laf kalabalığı nedeni ile her gün bir başka konuda, sözel meydan savaşının fitilini ateşliyoruz.
Bunu en çok siyasetçilerin yaptığını üzülerek seyrediyoruz.
Derdimiz hiç bitmiyor, çözüm üretemiyoruz, konuşuyor, konuşuyor ve konuşuyoruz.
Hiçbir konuda birbirimizi anlamıyor, anlıyormuş gibi yapıyoruz.
* * *
Kimse ama hiç kimse, kimsenin bilgisi ile birikimleri ile deneyimleri ile ilgilenmiyor.
Herkes, her konuda kendisinin uzman olduğunu sanıyor. Bu sanmalar, laf kalabalığının alt yapısını oluşturmaktan başka bir şeye yaramıyor.
Buna pratikte bir adım ileri, iki adım geri atmak deniyor.
Sorunlarımızın kronikleşmesinin altında yatan gerçeğin bu olduğunu sanıyorum.
* * *
Sorunlarımızın çözümlerini bildiğimizi sandığımız için, hiçbir sorunumuza çözüm üretmez duruma geldiğimizin farkına varamıyoruz.
Bu nedenle sorunlarımızın sebeplerini araştıramaz duruma geldik.
* * *
Ünlü olmak, önemli makamlara oturmak, siyasette bir adım öne çıkacak yerlere gelmek, çok bildiğimiz anlamına geliyor artık.
Seçilince ye kadar biz, seçildikten sonra ben diyenlerimiz iyice çoğaldığı için, bir adım ileri hamle yapamıyoruz.
* * *
Sorunlara çözüm önermek, çok kısa sürede karşılıklı atışmaya dönüştüğü için, sorunlar katmerleşerek karşımıza tekrar tekrar çıkıyor.
Herkes bildiğini okuyor.
* * *
Bunun böyle devam etme şansı olmamalı.
Birbirimize değer vermeli ve birbirimizi dinlemeliyiz.
“ Söz gümüş ise sukut altındır “ diye boşuna dememişler.