Dayatmalara karşı olan bir yazar, başkasının çizdiği yoldan gidiyorsun demesinler diye, çizgili dosya kâğıdına yazı yazmadığını söylüyor.
Zorbalıklar, masum gösterilen dayatmalarla başlarmış.Küçük inatlaşmaların sonucu dikkat edilmezse zorbalıktır.
Onaylamadığınız şeylere tepki verebilmek, doğruyu söyleyebilmenin ilk adımıdır.
Tepki verenlerden rahatsız olanların demokrasiden hele ileri demokrasiden bahsetmemeleri gerekir.
***
Benin çocuğumun geleceğini, kendi ideolojiniz doğrultusunda dayatmalarla belirleme ve yönlendirme gibi bir hakkınız yoktur.
Milli Eğitimin temel kurallarını belirleyebilirsiniz, bizlerde biliriz ki bu temel felsefe Milli Eğitimimizi şekillendiriyor. Kaldı ki bu temel felsefe hazırlanırken bile katılımın sağlandığı bir uzlaşma sağlanabilmelidir.
Ama Milli Eğitimde, özellikle Ateist ve dindar nesil yetiştirme sevdasına kapılmamak gerekmektedir.
***
Devletin dini olmaz, devletin ideolojisi de olmaz, peki devletin neyi olur? Devletin hukuku olur.
Her dine eşit mesafede duran, her ideolojinin rahatça ifade edilebildiği bir demokrasi ile devlet, sistemdeki yerini alır.
Devlet sağladığı hukuk ile her kese güven ve huzur verir.
***
Geçici yetkiler ile devleti yönetme şansını yakalayanlar, kendi ideolojilerini ve kendi inançlarını topluma dayatamazlar.
Çünkü dayatma, zorbalığın akrabasıdır. Zorbalıkta hiçbir devlete yakışmamaktadır.
***
Dayatmalar devlet geleneği haline getirilmemelidir. Devleti yönetenler, kızgınlıklarının ve tepkilerin esiri olmamalıdırlar.
***
Kesintisiz 8 yıllık eğitimin de, bu gün siyasi iktidarın dayatmaya çalıştığı “4+4+4” eğitim sisteminin de yönlendirdiği çocuklarımızın, lisede okurken, bu okul bana göre bir okul değilmiş, ailemde beni tanıyamamış dediğinde, bu çocukların önü kapatılmamalıdır.
Belirlenecek bir yolla çocuk yeteneğine uygun okula yatay geçiş yapabilmelidir.
***
28 Şubatta önerilen ve bu güne kadar uygulanan 8 yıllık kesintisiz eğitimin, bazı eksiklerine rağmen çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sırf 28 Şubatta uygulamaya geçildiği için bu sisteme kötü denilmemelidir.
Bu eğitimin kesintisiz 12 yıla çıkarılmasını önemli buluyorum. İlk-Orta ve Lise öğreniminin kesintisiz ve zorunlu olmasını doğru buluyorum.
Hatta bir adım daha atarak, bir yıllık okul öncesi eğitimin bile zorunlu olmasını istiyorum.
***
Sonuç olarak eğitimin planlanmasında ağırlık eğitimcilerde olmalıdır.
Diğer unsurlar ve meslek kuruluşları da bu işin nasıl olması gerektiği ile ilgili düşüncelerini söylemelidirler.
Siyasilerin çok fazla konuşmadığı ve karışmadığı durumlarda daha doğru şeylerin yapıldığını söyleyebiliriz.
Siyasiler gölge etmesinler yeter…