Yaşamda hiçbir şey ama hiçbir şey,” İşte ben geldim, ben doktorum, ben mühendisim, ben sanatkârım, ben demokrasiyim, al beni kullan, ben artık seninleyim, ben sana çok iyi geleceğim, yaşam standardını yükselteceğim, benimle insan olduğunu, yurttaş olduğunu anlayacaksın” demiyor.
Bunların hepsini elde etmek için emek vermek lazım, mücadele etmek lazım, gerekirse bedel ödemek lazım.
“Emek olmadan yemek olmuyor.”
* * *
Büyüklerimizin çocuk büyütürken söyledikleri güzel bir söz vardı.
”Çocuk düşe kalka büyür.”
İlk baba olduğumu hatırlıyorum, çocuğum düşecek bir yeri incinecek diye yüreğim ağzıma gelirdi.
Bunu hisseden büyüklerim, oğlum bir şey olmaz, “ çocuk düşe kalka büyür. “ derlerdi.
Doğruymuş!
* * *
Çocuklarımıza sokağı, evde yaptığımız açıklamalar ile anlatamayız.
Çocukların sokağı öğrenmeleri için, sokağa çıkmaları ve sokakta oynamaları gerekmektedir.
* * *
Demokrasi dediğimiz yaşam biçimi de öyledir.
Dışarıdan birileri size demokrasiyi öğretemez, size demokrasiyi yaşatamaz ve nitekim yaşatılamıyor olduğunu, Irak’ta gördük, Libya’da gördük ve tarihte birçok ülkede gördük.
O yaşanarak, mücadele edilerek, gerekirse bedel ödenerek öğreniliyor.
* * *
Kâğıt üzerinde demokrasiyi öğrenmek önemli ama her şey değildir.
Demokrasiyi yaşam biçimi haline getirebilmeniz için, düşmeniz ve kalkmanız lazım, çünkü demokrasi düşe kalka öğreniliyor.
Demokrasinin yerleşmesi uğruna, birçok aydın, birçok gazeteci, birçok öğretim üyesi, birçok öğrenci ve birçok emekçi şehit olmadı mı?
Onlar bu topluma getirilmek istenen demokrasinin ve özgürlüğün şehitleriydi.
* * *
Biz ülke olarak, çok partili demokrasiye geçtiğimiz 56 yıldan beri ne badireler atlattık? O güzelim demokrasi kaç defa çarmağa gerildi?
Demokrasinin getireceği özgürlükler uğruna ne kadar insanımız asıldı? Ne kadar insanımız işkence gördü?
Ve hala daha bu acılar, bunca deneyimimize rağmen çekilmektedir.
* * *
Krallık ve şeyhlikler yoluyla idare edilen toplumlara demokrasi siparişle yerleştirilemiyor.
Onlara bir çırpıda demokrasiyi yaşatmak, Onları ,”Arap baharı “ aldatmacasıyla demokrasi ile tanıştırmak kolay değil.
* * *
Demokrasi, yaşamak istediği toplumda önce burjuvazisini oluşturuyor.
Demokrasinin oluşturduğu bu burjuvazi, halkı ve sivil toplumu temsil ettiğini sanıyor ve iddia ediyor.
Siyasetin pahallı bir meslek haline gelişinin, halkın temsilcilerinin hep maddi durumu iyi olan insanlardan oluşmasının, altında yatan gerçek budur.
Özellikle siparişle demokrasinin getirilmek istendiği yerlerde bu süreç daha sert işliyor.
* * *
Eğer demokrasiyi düşe kalka öğrenmez, kakma yollar ile öğrenirseniz, sokağa alışkın olmayan çocuk gibi, evinizin önünden uzaklaştığınızda karşılaştığınız her zorlukta, “Anne şu Aliye bak beni gezdirmiyor, beni oynatmıyor “ diye ağlar durursunuz.
Her ağlayışınızda Annenizin,” Yapma Ali, bak seni döverim ha!” larına sığınarak, yaşamınızı sürdürmeye alışırsınız.
Nasıl olsa annem var, sokakta işlerim yolunda gitmezse anneme söyleyiveririm kolaycılığı, sizin sokağın kurallarını öğrenmenizi engeller.
* * *
Demokrasi ve özgürlükler uğruna, mücadele vermek gerekiyor, bedel ödemek gerekiyor.