Şöyle bir baktığınızda, parkaları bahçeleri, raylı sistemi ile artık ülkemin şehirleri de modern bir görüntüye sahip, insan vay be artık bizlerde güzel kentlerde yaşıyoruz, deniz ile buluştuk, toplu ulaşım halkımız tarafından rağbet görüyor, çöp sorunumuz büyük çapta hallolmuş ne kadar güzel diye seviniyoruz.
“Oysa dışı eli içi bizi yakıyor” muş…
* * *
Doğal afetler sayesinde, kentlerimizde müthiş bir makyaj çalışması ve rant çalışması yapıldığını anlıyoruz, bu makyaj ve rant çalışmalarında emeği geçenlere minnettarız.
* * *
Ama ülkemin ve kentlerimin en önemli sorunlarının yerli yerinde durduğunu bu afetler sayesinde öğreniyoruz.
Tabiat ana hiç kıvırtmadan doğruları söylüyor ve yanlışlarımızı gösteriyor.
Bu iktidarın belediyesi buna fazla bulaşmayayım demiyor.
* * *
Konut yapamadık, yaptıysak da, içinde rant sağlama gizli olarak yer almış, hiç bina yapılmayacak yerlere dünyanın parasını harcayıp binalar yapmışız, kentler kurmuşuz, ne depremi ve ne de doğal afetleri düşünmemişiz.
Keşke konut yaptığımız o afet alanlarını, yeşil alan yapsaydık, bunca cana da kıymamış olurduk.
Mimarlar odaları her yapılan yanlış öncesinde bar bar bağırıyor, bundan böyle onların sesine de kulak vermek lazım.
İnanın, Mimar ve Mühendis odaları iktidarın ve belediyelerin düşmanı falan değil.
* * *
Fay hattı üzerine yerleşim birimi oluşturulur mu?
Oluşturulmaz ama benim ülkemin deprem bölgelerinde on binlerce insan bu nedenle öldü.
Dere yataklarına, Irmak kenarlarına, dolgu alanlarına bina yapılır mı?
Yapılırda bazı şeyleri yerine getirmek kaydı ile yapılır.
Siz o bazı şeyleri yapmazsanız, bu yüzden de binlerce insanımız ölür ve dükkânlarımızı sel basar, zarar, ölüm bir arada yaşanır.
* * *
Sonra, yetkililerin afetzedelerin karşısına çıkıp, mazeret uydurmaya çalışmaları, kabahatsiz olduklarını anlatmaya çalışmaları ve suçu yağmura ve de depreme yüklemeleri ne kadar komik değil mi?
Ve çaresiz halkım ne yapsın, o çaresizliği içinde senin dağıttığın yardımlar nedeni ile sesini kessin, sende yanlış yapmaya devam et.
Böyle bir anlayış artık bizim ülkemize yakışmıyor..
* * *
Kentlerimizi rahatlatalım, dönüşüm projeleri ile insanlarımızın daha güzel mekânlarda yaşamalarını sağlayalım derken, doğa ile zıtlaşmamak lazım.
Doğa kendisine yapılan yanlışı çok pahalıya ödetiyor.
* * *,
Sakarya’da, Kocaeli’nde ve daha birçok ilimizde fay hattı üzerine yapılan konutlar on binlerce insanımızın ölümüne neden olmadı mı?
İnsan bunlardan bir ders çıkartamaz mı?
Samsun’da yapılan TOKİ evlerinin, Fransız balkonları ve dış makyajları ile “ dışı eli içi bizi yakıyor.”du…
Hep, yanlışı yapmak yönetenlerden, ölmek benim yoksul halkımdan mı olacak?
* * *
Emlak Bankası kapatılmadan önce devlet, Emlak konutlar aracılığı ile halkımızı ev sahibi yapıyordu.
Yıllar yılı Emlak konutlarının bir afette insanlarımızın başına yıkıldığı duyulmamıştır.
Kocaeli büyük depreminde, bölgedeki Emlak konutları on üzerinden on almışlardı, şimdi aynı şeyi TOKİ evleri için söylemek mümkün mü?
Çünkü Emlak konutlarının “ dışı eli içi bizi yakmıyordu.”