Korona virüsünün yayılması ile başlayan, insanların evlere kapanması durumu doğayı kendine getirdi.
Sokakların tenhalaşması, çimenlerin daha yeşil hale gelmesi, diğer canlıların dünyanın tadını çıkartmaya başlaması, gözle görünür biçimde doğanın kendisine geldiğini göstermektedir.
Deniz kenarlarındaki pislikler ve pet şişeler ve diğer çöpler yok oldu.
Kısaca doğa ve insan dışındaki diğer canlılar da kendine geldi diye düşünüyorum.
** *
Çevrecilerin ve diğer doğaseverlerin sözlerinin hiç dikkate alınmadığı günler şimdilik inşallah geride kaldı.
* * *
Küreselleşmenin ve globalleşme rüzgârının içinde büyüyen nesle, doğanın kirlendiğini yok olmakla karşı karşıya olduğunu anlatmalıyız.
* * *
Anadolu’nun her yerinde tertemiz akan ve çevresindeki canlılara temiz bir yaşam sunan dereler, ırmaklar, baraj sevdası ile hep yok edildi.
Kaz dağları tahrip edildi.
Kısaca doğanın yaralanmadık bir tek yeri kalmadı.
Bu kendini bilmezliğin sonunu şimdilik korona virüsü sayesinde getirdik.
Keşke Korona virüsü dışında bir şeyle, doğa kendisine gelebilseydi.
* * *
Evlere hapis olmamızdan ve onun sıkıntılarından, arkadaş ve dostlarımızdan uzak kalışımızdan bahsetmek istemiyorum.
Küresel ekonominin gördüğü zarardan da bahsetmek istemiyorum.
Şu anda korona virüsünün olumlu yanlarını görmeye çalışıyorum.
Bunu doğadaki yenilenmenin sevinci ile yapmaya çalışıyorum.
Keşke, korona yüzünden insanlarımız ölmeseydi, keşke zamanında doğanın feryadını duyabilseydik.
* * *
Denizlerdeki balıkları son iki ayda çıplak gözle görebiliyorsak, bunu evde kilitli kalan insanlara da borçluyuz.
Sonuç olarak,
“Bu dünya bizim kirletmeyelim, birbirimize zehretmeyelim” sloganına artık kulak verelim.
Bunu küreselleşme aktörlerine ve insanlarımıza anlatmalıyız.