Milli Eğitim Bakanlığının, Bakanlığa bağlı Eğitim Kurumu yöneticileri üzerinde, Cumhuriyet tarihinin en büyük tasfiye hareketine girişildiğini ve hiçbir hukuki dayanağı olmayan bir yolla, 7000 yedi bin okul Müdürünün görevlerine son verildiğini, Eğitim-Sen’in basın açıklamasından öğrendim.
Akıllara, yoksa okullarımızda da paralel bir yapılanmamı söz konusu sorusu geldi.
* * *
10 Haziran 2014 tarihinde yayınlanan ve yürürlüğe sokulan, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Eğitim Kurumları yöneticilerinin görevlendirilmesine ilişkin yönetmelik sonrasında, Türkiye çapında bütün eğitim kurumlarında 4 yılını doldurmuş, eğitim yöneticilerinin görevlerinin, sözde puanlamaya dayalı olarak yapılan değerlendirme sonucuna göre, yerlerine yenileri atandığı açıklanmıştır.
* * *
Kriterleri net olarak bilinmeyen bir değerlendirme ve puanlama ile Okul Müdürlerine, dayanağı belli olmayan puanlar verilerek görevlerinden alınmaları, Eğitim-Sen tarafından bir basın açıklaması ile kamuoyu bilgilendirilmiştir.
* * *
Görevden alınan yöneticilerin değerlendirilmesinde, İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerindeki Şube Müdürlerinin %70 etkili olduğu puanlama sonucunda dört yılını tamamlamış okul Müdürlerinin tamamına yakını ama Eğitim- Sen ve Eğitim-İş’li Müdürlerin tamamının görevlerine son verildiği, Sendikalar tarafından açıklanmıştır.
* * *
Aklımıza ilk gelen acaba Milli Eğitimde de paralel bir yapılanma mı oluşmuş?
Yoksa durup dururken Milli Eğitimde ki yönetici kadroları neden dağıtılıyor?
Milli Eğitimde, çok partili siyasi yaşamın en büyük kadrolaşmasını mı yaşıyoruz?
Çoğunluğunun Eğitim-Sen’li ve Eğitim-İş’li olduğu söylenen okul yöneticilerinin, tasfiye edilmelerinin, eğer hukuki bir tabanı yoksa bu tasfiye hareketi çok konuşulacak ve çok tartışılacağa benziyor.
Tasfiye edilen Müdürlerin yasal haklarının olduğunu düşünürsek, hukuki süreci beklememiz gerekir diye düşünüyorum.
* * *
Önümüzdeki günlerde, okullarımız yeni öğretim yılına girecekler.
Okulların yeni öğretim yılına başlayacağı günlerde, öğretim kurumlarımızın temel direği olan öğretmenlerimizin, yeni öğretim yılına sancılı ve sorunlu girecek olmaları düşündürücüdür. * * *
Milli Eğitim Bakanlığının, Özel Okulları teşvik amacı ile özel okula gidecek öğrencilere öğrenci başına 3500 TL. Yardım vermesi akıllarımızı karıştırmıştır.
Devlet okullarında, tebeşiri bile velilere, okul aile birliklerine aldırtan devletin, özel okulları teşvik etmek için öğrenci başına 3500 lira destek vermesi, eğitimde fırsat eşitliğini görmezden gelmek değil de nedir?
Küçük bir ilçede Lisede okuyan yoksul bir çocuğun ailesine, yılda 3500 lira eğitim yardım yapılması hiç akıllara gelmezken, özel okullara bu yardımın yapılması da tartışılması gereken bir durumdur.
Çocuklar bizim, onların iyi bir eğitim almalarını en az çocuklarımızın anne ve babaları kadar bizlerde istemekteyiz.
Ama böyle değil.