Dağın tepesinde bir çam olamazsan,
Vadide bir çalı ol.
Fakat en iyi küçük çalı sen olmalısın.
* * *
Çalı olamazsan, bir ot parçası ol, bir yola neşe ver.
Bir misk çiçeği olamazsan bir saz ol.
Fakat gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın.
* * *
Hepimiz kaptan olamayız.
Bazılarımız tayfa olmaya mecbur kalır.
Dünyada hepimiz için bir şey var.
Yapacağınız iş, size en yakın en uygun olan iştir.
* * *
Yukarıdaki mısraları okurken aklıma hep yaşamdan yakınanlar, istediği mesleği seçememiş olanlar gelir.
Yaptığınız işin en iyisi olmaya çalışmak lazım.
İyi gazeteci ile iyi siyasetçi arasında inanın fark yok.
İyi bir boya ustası ile iyi bir gazetecinin veya iyi bir doktorun arasında fark yok.
Fark paylaşımdaki adaletsizliklerden doğuyor.
Üniversite sınavlarının yapıldığı bu günde, meslek seçimini 160 dakikada 160 soru ile belirleme yanlışını yıllardır yazıp çizdik.
* * *
Hiçbir meslek bir başka meslekten ve hiçbir kimsede diğer bir kişiden daha önemli değil aslında.
* * *
Yaşam, yakınmalarla berbat edilmeyecek kadar güzel ve kısadır.
Yaşam, mücadele demektir.
Yaşamı güzelleştirme mücadelesinin adıdır hayat.
* * *
“Yeteneğe göre iş emeğe göre ücret” yerine, “yeteneğe göre iş ihtiyaca göre ücret” verilmesi için çalışma yapılan dünyada, emeğinin karşılığını alamayanların hepsi keşke doktor olsaydım, Avukat olsaydım, Mühendis olsaydım demek zorunda kalıyorlar.
Hakça bölüşüm sağlanıncaya kadar, emekçiler, emeği ile geçinenler ve yoksulluğu kader zannedenler mutlu olamayacaklar.
Demokrasiyi bizler, içerisinde mücadele etme, haksızlıklara karşı çıkma şansı ve hakkı olduğu seviyoruz.