Ülkemizde her gün bir felaket haberi ve mutlaka toplumu üzecek olumsuz bir şeyler oluyor.
Şehit olmazsa, ceza evlerinde yangın çıkıyor ve devletin kontrolünde, elleri kolları bağlı 13 mahkûm yurttaşımız diri diri yanarak ölüyor.
Bunlar olmazsa, kadınlarımızın koca şiddeti haberleri ve kadınlarımızın kocaları tarafından öldürülmeleri gündeme oturuyor.
Veya siyasilerimizin, sokak ağzı ile kavgalarını izliyoruz.
Sanki elle tutulmayan, gözle görülmeyen bir güç, ülkemizde yaşayacağımız olayları sıraya sokuyor.
* * *
Gene Dağlıca’da PKK baskını oluyor ve bu baskında, 8 askerimiz şehit oluyor, 16 askerimizde yaralanıyor.
Ben artık bu konuda kimseyi dinlemek istemiyorum.
Ülkenin siyasi partileri ve siyasileri, bu sorun üzerinde çalışacaklar, bu sorunu çözmek için tez mi hazırlayacaklar ne yapacaklarsa yapacaklar, bu teröre çare bulacaklar.
Her şehit olayından sonra aynı lafları dinlemekten artık usandık.
Her konuda ahkâm kesmeyi bilenler bu konuda da çözüm bulacaklar.
Artık, analar böyle istiyor.
* * *
Kimse, ama hiç kimse bu ülkede kendi bildiğine göre hareket etmemelidir.
Ülkenin terör konusundaki hassasiyetleri belirlenmeli ve yapılan hazırlıklar, bu hassasiyetler de dikkate alınarak değerlendirilmelidir.
Ben şahsıma artık laf istemiyorum, Analar da artık laf istemiyor, icraat ve sonuç alınacak tedbirleri görmek istiyor.
* * *
Ne yazık ki, gene şehitlerimize Tanrıdan rahmet, yakınlarına sabır dilemekten başka bir şey yapmayacağız.
Cenaze törenlerinde gene, “Şehitler ölmez vatan bölünmez” diye bağıracağız, dosta düşmana sesimizi duyurduğumuzu sanacağız.
* * *
8 şehit haberini aldığımda aklıma üç şey geldi.
. Birincisi, bu ortamda anayasa çalışmalarının pek o kadar önemli olmadığı,
. İkincisi, Bedelli askerlikle ilgili yasanın, düşünmeden çıkarıldığı.
. Üçüncüsü de, bizler terörün önlenmesi konusunda, silahlı mücadele dışında bu güne kadar ne yaptık?
* * *
Şimdi soruyorum;
Bedelli askerlerin, postal bile giymeden terhis oldukları ve terhis belgelerini aldıkları gün, TV’lerde neler söylenecek ve yazılı basında neler yazılacak?
“30 bin lira sayesinde şehit olmaktan kurtuldular” diye mi yazacaklar?
O şehit anaları ve babaları, şehit yakınları bu haberleri okuduklarında bir kere daha kahrolmayacaklar mı?
Bedelli askerlik yasanın çıkmasında katkısı olanlar ne düşünecekler?
Yoksul çocuklara, yoksul ailelere haksızlık ettik diyecekler mi?
Hani askerlik vatan borcuydu diye sorarlarsa ne cevap vereceğiz?
* * *
Bu Vatana canını vermek isteyen o kadar çok yurttaşımız var ki, hiç kimse bu ülke üzerinde, emperyalizmin amaçlarını gerçekleştirmeye ayak kalkmasın.