Güvenlik ve özgürlük, birbirlerinin rakipleri değillerdir. Güvenlik olmayan yerlerde özgürlük, özgürlük olmayan yerlerde güvenlik meselesi, her zaman tartışmaya değer bir konu olmuştur.
* * *
Devleti yönetenlerin en önemli görevi, yurttaşlarının, güvenliklerini sağlamak, özgürlüklerini kullanabilecekleri yaşamı sağlamak, yaşam standartlarını yükseltmek için gerekli önlemleri almaktır.
Alınması gereken önlemlerin içinde, yurttaşlarının güvenlikleri kadar özgürlüklerinin korunması da olmalıdır.
Yoksa “ Ya istiklal ya ölüm “ demenin neyi anlatmak istediğini anlayamayız.
* * *
Özgürlüklerin ve insan hakları ihlallerinin, sıradan olaylar haline getirilmesi, demokrasinin sağlığını tehdit eder.
* * *
Özgürce yaşayabilmemiz için güvenlik içerisinde olmamız gerektiğini anlamaya çalışıyorum ama devletleri yönetenlerin, insan hakları ve özgürlükleri, güvenliğin bozulma sebebi olarak göstermelerini anlayamıyorum.
* * *
Özgürlükle güvenlik arasındaki ilişki, siyasetin ve hukukun sıkça konuştuğu önemli bir konudur.
Temennimiz bu tartışmaların, özgürlükleri kısıtlayacak şekilde sonuçlanmamasıdır.
* * *
Terör yaygınlaştıkça, özgürlük, insan hakları ve güvenlik arasındaki ilişki bozulmaktadır.
Güvenlik ve özgürlük dengesinin kurulması meselesi, hukuk ve demokrasisi iyi işleyen ülkelerde bile can sıkabilmektedir.
Bu tartışmalarda, özgürlükleri, terörün kaynağı gibi göstermek, tek başına çözüm değildir.
* * *
New York’ta, 2001 yılında ikiz kulelere yapılan saldırıdan sonra, ülkelerin aşağı yukarı tamamında, terörizm korkusu yaygınlaştığı için, alınan tüm güvenlik önlemlerinin, yüksek maliyetlerine rağmen, insanların özgürlükleri için yapıldığı anlatılmaya çalışılmıştır.
Bu açıklamalar özgürlüklerin önemsendiğinin göstergesi olarak karşımızda durmaktadır.
* * *
Terör nedeni ile ev ve işyerlerinin habersiz aranması, kişilerin özel kayıtlarına serbestçe girilmesi, telefonların dinlenmesi ve internet erişimi konusundaki kısıtlamaların tamamının, bağımsız ve adil yargı tarafından titizlikle yürütüldüğüne, toplumun inandırılması temel alınmalıdır.
* * *
Toplum düzeninin sağlanması bahane edilerek, özgürlüklerin kısıtlanması, özellikle yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının tartışıldığı ülkelerde, kuşku ve kaygıları da beraberinde getirmektedir.
Bu noktada, ülkeyi yönetenlerin, toplumun önemli bir bölümüne verdikleri güvensizlik, özgürlük ve insan hakları taleplerini gündeme getirmektedir.
İnsan haklarının ve özgürlüklerin, demokrasinin vazgeçilmezi olduğunu akıllarımızdan çıkarmamalıyız.