Hep sorarım kendi kendime, halk demokrasinin neresinde olmalıdır?
Neresinde olacak, halk demokrasinin tam ortasında olmalıdır, tam içinde olmalıdır. Demokrasi halksız olmaz ama demokrasi kuralsızda olmaz, demokrasi kurallar manzumesidir.
* * *
Halk demokrasiye ve demokrasinin kurumlarına meşruiyet veren güçtür.
Yalnız demokrasileri, sadece halka bırakmakta doğru değildir.
Halk böyle istiyor diyerek, demokrasiye sırtınızı dayayıp, istediğinizi yapabilme kurnazlığı ile demokrasiye irtifa kaybettirirsiniz.
Demokrasilerde halka rağmen yapılması gereken şeylerde vardır.
* * *
“Ben idamın kaldırılmasını istiyorum “ isterseniz halka sorarız lafı demokrasilerde çok tutulan bir yol değildir.
O zaman birileri de, “Ben işkence yapmak istiyorum” ben “İki kadınla evlenmenin yasallaşmasını istiyorum “ isterseniz halka soralım derse, onu isteyene söylenecek sözümüzün olması, bizlerin halka karşı olduğumuzu göstermez.
* * *
Uygar dünyanın gelişmiş ülkelerinde bile idam cezası geri gelsin mi diye halka sorsanız belki oralardaki halk da idamın geri gelmesini isteyebilir.
Ama o ülkeleri yönetenler bunu halka sormazlar.
Çünkü uygar dünyanın evrensel değerleri ve demokrasinin yazılı olmayan kuralları, yazılı kurallarından daha değerlidir.
* * *
Bu işler, az gelişmiş ülkelerde ve gelişmekte olan ülkelerde taban bulmaktadır.
Halka sorduğumuzda her işin hallolacağını sanmak demokratlık değildir.
* * *
Trafik suçlarına verilecek cezaların ne kadar olması gerektiği veya evrensel hukukun kabul edilip edilmeyeceği meselesi halka sorulur mu?
İdamın kaldırılması, işkencenin kaldırılması, bir erkeğin iki kadınla nikâhlı olabilmesi meselesi halka sorulur mu?
Cezaların belirlenmesinde, cezanın caydırıcılığı esas alınmalıdır.