Yaklaşık 2500 yıl önce Eflatun Devlet adlı kitabında, “ Demokrasinin temel öğesinin, bilgilendirilmiş ve Eğitilmiş halk olduğunu söylüyor. Bilgilendirilmemiş ve eğitilmemiş halkın kendilerini yönetecekleri isabetli seçme şansları yoktur. “ diyor.
Eflatun, eğer bilgilendirilmemiş, eğitilmemiş halkla demokrasi kurmakta ısrar ederseniz, emeklerinize yazık olur diyor.
* * *
Eflatun’un bu önermelerine rağmen, eğitilmiş halk yerine köle yaratabilme başarısı, özellikle Ortadoğu ülkelerinde iktidar olmanın, iktidarı sürdürebilmenin altyapısı haline gelmiştir.
Bu durum, gelişmekte olan birçok ülke siyasetçilerine de cazip gelmektedir.
* * *
Orta doğu ülkelerinde halkın, Kral ailesi için, “Ne yapalım, Allah onları kral bizleri de kul yarattı” diye düşünmesi nasıl sağlanmıştır?
Böyle düşünen halk, Eflatun’un tabiri ile bilgilendirilmemiş, eğitilmemiş halktır.
Bu duruma getirilmiş halk, siyasetçilerin önemli bir bölümüne cazip gelmektedir.
Demokratik bir ülkede, Milli irade, iktidarın her yaptığına evet demez, halk, İktidarın yanlışlarının altını, gerektiği zamanlarda çizebilmelidir.
Halk, din istismarı yapan siyasetçiye, dinle bu anlattıklarınızın ne alakası var diye sorabilmelidir.
Demokrasinin halklara tanıdığı bu itiraz hakkı, toplumların köle olmasının önündeki önemli engellerden sadece birisidir.
* * *
Egemen olanların, kuralları belirlerken, sıkıştıklarında müracaat ettikleri en önemli enstrümanlar, cehalet ve siyasete bulaştırılmış dindir.
* * *
Gelişmekte olan ve dışa bağımlı olan, küresel dünyayı doğru okuyamayan ülkeler de, demokrasi dediğimiz ve sadece sandıktan ibaret olduğunu sandığımız sistemde, başarılı olmanın en kolay yolu, yine halkı bilgilendirmemek ve eğitimsiz bırakmaktır. * * *
Bu ülkelerde, bilgilendirilmemiş ve eğitilmemiş halkı oluşturacak zemini hazırlayıp, buna birde, o insanların dini inançlarını kullanmayı eklerseniz, istediğiniz her şeyi onaylatabildiğiniz toplumu, yaratmanın en önemli ayaklarını halletmişsiniz demektir.
* * *
Siyasi iktidarlar, ülkelerinde yaşanan yoksulluğu umursamaz, yoksulluğun yenilmesi meselesini dert etmez, hukukta neymiş demeye başlarlarsa, o ülkelerde demokrasi su almaya başlamıştır. * * *
Böyle toplumlarda, demokrasiyi koruma şansınız iyice yok olur.
Böyle toplumlarda halkın önüne sandık koyarak demokrasiyi kurtaramazsınız.
* * *
Tüm bu yazdıklarımızla demokrasi güçlerinin, demokrasiye inananların, zaman zaman iki adım geri atmaları gerekebilir, bu davayı kaybettikleri anlamına gelmez.
Demokrasiye, insan haklarına, hiçbir şeyden ve hiç kimseden etkilenmeyen hukuka ve en önemlisi barışa inanmaya devam etmek lazımdır.