Kendimizi evrenin merkezi sanmak, beraber yaşadığımız insanlara ve diğer canlılara haksızlık olur.
Devleti 4 yıllığına yönetme yetkisi alanların, halktan, iş adamlarının çalıştırdıkları personelden, kendilerini alacaklı oldukları gibi garip bir duygu içinde olduklarını görüyoruz.
Kapitalizmin en önemli temsilcileri Amerika ve Amerika’ya yakın gelişmiş ülkeler, dünyanın her yerinde yaşayan insanlardan ve o insanların mensubu oldukları devletlerden, alacaklı olduklarını zannetmeleri sorunların temelini teşkil etmektedir.
Küçük bir köy haline gelen dünyanın içinde yer alan tüm ülkelerin, Siyasetçilerinin,İş adamlarının, konuştukları dili ve o dilin şivelerini iyi öğrenmeleri ve konuşmaları gerekiyor.Halklar onların konuştukları dilden hiçbir şey anlamıyor.
Bir ülkenin siyasetçisinin bir dilden, iş adamlarının başka bir dilden konuşup, her kes bu meseleye böyle bakacak demesi, demokrasinin evrensel değerlerini yok saymak demektir.
Ortak zeminlerde hırlaşmadan tartışmanın öğrenilmesi gerekiyor.İş adamlarının ve siyasetçilerin en azından toplumları ilgilendiren konularda aynı dili konuşmaları gerekmektedir.Bu herkesin aynı dili konuşacağım diye özgür iradesini dillendirememesi demek olmamalıdır.
Uzlaşmak yenilmek demek değildir ki.
Sonuç olarak süper devletlerin ve siyasetçilerinin, iş adamlarının kendilerini herkesten alacaklı olarak görmemeleri gerekiyor.