Birleşmiş Milletlere bağlı, Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü “OECD” nin, Dünya ekonomisinin %80’nine sahip toplam 65 ülkede, 3 yılda bir yapılan, Uluslar arası öğrenci değerlendirme programı (PISA) çerçevesinde, 15 yaşındaki öğrencilerin katılımı ile gerçekleştirilen, Eğitimi araştırma sınavlarının sonuçları, ülkemizdeki eğitim adına çok düşündürücü sonuçlar vermiştir.
* * *
Bu sınavlara 2012 yılında, Dünya ekonomisinin %80’nine sahip 65 ülkedeki 28 Milyon öğrenciyi temsilen, 510 bin öğrenci alınmıştır.
Her ülkeden değişik alt guruplarını da kapsayacak şekilde düzenlenen sınav, ülkelerin Orta öğretim başarısını, büyük ölçüde ortaya koymaktadır.
* * *
Sınavın amacı, eğittiğimizi iddia ettiğimiz çocuklarımızın, Matematik, Metin anlama, fen bilimleri kategorilerindeki başarılarını, diğer ülkelerde eğitim gören çocukların başarıları ile karşılaştırmaktadır.
* * *
Türkiye’de de bu sınav, 22–30 Nisan 2013 tarihlerinde yapılmış, sınava 57 ilde, 170 okulda okuyan yaklaşık 5 bin öğrenci katılmıştır.
Sınav sonuçlarına göre, OECD ülkeleri arasında ülkemizin çok iyi bir yerde olmadığını görüyoruz.
Türkiye, 448 puanla 44. sırada,
Okuma ve anlama sıralamasında 475 puanla 42.sırada,
Fen bilgisi sıralamasında ise 43.sırada yer almaktadır.
* * *
Ülkemiz bu sınavlarda aldığı sonuçlar ile ilgili bir diğer değerlendirmede, fen bilimleri ve bilim kategorisinde, zayıf ülkeler arasında yer almaktadır.
* * *
Dünyanın en kapsamlı ve Orta öğretimdeki eğitim kalitesi üzerine yapılan en önemli referans kabul edilen (PISA) sonuçlarına göre, eğitim sistemimizin şekillendirdiği çocuklarımızın, Matematik, metin anlama (Edebiyat) ve fen bilimlerinde son sıralarda yer alması, nitelikli insan yetiştirme konusunda zayıf olduğumuzu ortaya koyuyor.
PISA sınavlarında, Ülkemizden katılan kız öğrencilerin, erkek öğrencileri 10 puan geçtiklerini ortaya koyuyor.
Kız öğrencilerin bu başarısının da altının çizilmesi gerekiyor.
* * *
Ülkemizdeki eğitimin, eğitimin evrensel anlayışı içerisindeki yerini alabilmesi için,
— Okuduğunu anlayan çocuklar yetiştirebilmeliyiz. Okuduğunu anlamayan çocuklar yetiştiren toplum mutlu olamaz,
— Ezbere dayalı eğitimden vazgeçmeliyiz, zira ezbere dayalı eğitimden geçen öğrenciler mutlu olamaz, toplum mutlu olmaz.
— Eğitiminizde Matematiği sevilen bir ders yapabilmelisiniz, zira Matematik bilmeyen toplum düşünce üretemez.
Bu tespitler, ülkeyi idare eden siyasi iktidarların, eğitim sistemi üzerindeki etkilerinin sonuçlarıdır.
Dindar nesil hedefinin, Matematik için, fen için, okuduğunu anlama için yetmediğini anlamak lazım.
* * *
Her siyasi iktidar, eğitimi evrensel normlardan, akademik ve bilimin gereklerini yerine getirebilen eğitim olmaktan çok, tarafgir, ideolojik argümanlarla yeniden şekillendirmeye çalışmaktadır.
Bu nedenle, Eğitimin bilgi boyutu, bilim boyutu unutulmaktadır.
Ülkenin belirlenmiş bir Milli eğitim politikasının olmayışı, çocukları deneme tahtası haline sokmuştur.
Devlet ve siyasi iktidarlar, öğrencilere asgari düzeyde akademik bilgi aktarması, okuduğunu anlaması, sorun çözme becerisini kazanması ve çocukların hayata hazırlanmaları yerine, kendi ideolojik bakış açılarına uygun insanı yetiştirmeyi hedeflemişlerdir.
Özel okulların yaygınlaştırılmasının da bu konuda çözüm olmadığı PISA sınavlarının sonuçlarından anlaşılmaktadır.