Zayıf ve güçsüz olanlar ile güçlüler arasındaki ilişkilerde her hangi bir anlaşmazlık yaşanırsa, bu anlaşmazlığın sonu büyük ihtimalle şiddettir.
Şiddeti genellikle güçlü olanlar yapmaktadır.
Bu pedagojik bir tespittir.
Zayıf durumda olanlar şiddet uygulayamaz mı? Uygularlar ama köşeye sıkıştıklarında bu yola başvururlar, çaresiz kaldıklarında bu yola başvururlar.
Kedi durup dururken yüzümüze sıçramıyor.
**
Zayıf olanları ve güçsüz olanları köşeye kimler sıkıştırır? Onların etinden, sütünden, derisinden ve emeğinden yararlanıp da doymayanlar sıkıştırır.
***
Gene 8 Mart geldi, kadınlarımızın toplumun çiçeği olduğu söylenecek, ama hiç kimse Siyaset bahçesine çiçek ekmeyecektir.
Yaşamın güzelliğini kadınlarımıza borçlu olduğumuzu kimse yürekten söylemeyecektir.
Kadınsız bir yaşamın ve siyasetin ve de dünyanın ne kadar değersizleştiği gene görmezden gelinecektir.
Ama bu defa kadınlarımız kotalara ve de nutuklara kanmayacaklar inşallah.
***
Kadınlarımızın sosyal yaşamdaki etkinliklerinin artırılması mücadelesinde, kadınlarımızın sosyal hayatta öne çıkmalarının sağlanması mücadelesinde, onların yanında yer alınmalıdır.
***
Çalışan Kadınlarımızın iki türlü sömürüldüğü gerçeği vardır.
İş yerinde ayrı, ev de mutfak işçiliğinde ayrı sömürülen kadınlarımız, evlerimizin çamaşırcısı, evlerimizin aşçıları, evlerimizin çocuk bakıcılarıdırlar.
Ve bu işin sigortası ve emekliliği de yoktur.
Onları çocuk doğuran, çocuk bakan, ev işleri yapan bir makine gibi görmek, onları eve hapsetmek isteğimizin tuzaklarıdır.
***
Mikrofon başında kadın haklarından bahsedip, yaşamın içerisinde kadın haklarını aklına bile getirmeyenlere , “ Mikrofon demokratı “diyoruz.
Sadece kadın konusunda değil, daha birçok konuda mikrofon demokratlığı yapanların varlığını biliyoruz.
Bunu yapan mikrofon demokratlarının, demokrasimize hiçbir katkıları yoktur.
Mikrofon demokratlarından sakınmalıyız.
***
Dünya kadınlar gününde kadına yapılan şiddeti, o şiddeti yapan iki ayaklı canavarları, kadınlarımızla birlikte göğüslemeliyiz.
***
Kadına güç yetiremiyorsa çocuklara, çocuklara güç yetirmiyorsa tutuklu çocuklara, onlarda olmazsa kimsesizlere dadanan bu iki ayaklı hayvanlara gerekli cezanın verilmesini sağlayacak kurallarda ısrar edebilmeliyiz.
***
Tüm kadınlarımızın ve erkeklerimizin insanca yaşayabildiği bir dünya kurulması mücadelesinde herkesin desteğine ihtiyacımız var.
Bizler kadınların egemen olduğu bir dünya da istemiyoruz.
Biz dünyayı ve yaşamı, iyiliklerini ve kötülüklerini paylaşarak yaşamak istiyoruz.
Bu dileklerle, dünya kadınlar gününde tüm kadınlarımıza sağlıklı ve mutlu insanca bir yaşam diliyoruz.
***
Kadınlarımıza bir şiir verelim bu günlerinde,
KADIN VE ERKEK
Kelimeleri yitirmeseydik anlardık belki,
Evlenecek erkeğe eskilerin neden ”koca” dediklerini.
Çünkü “koca” bilge demektir, yüce demektir.
Koca demek, dağ demektir.
Ve ne kadar yüce olursa olsun, üstünde kar olmayan dağ eksiktir.
...
Dağların yücesine kar yağar diye kadına da “kocanın karı” demişler.
Bakma şimdi evlenenlerin “karı-koca” ilan edildiğine.
“Koca ve onun karı” olmalıdır aslında.
Yani yüce bir dağ olmalı adam.
Kar gibi pak ve masum olmalı kadın.
Örtmeli ve bir ömür, süsü olmalı dağın.
Çünkü üşür tepesinde kar olmayan dağ, ne kadar yüce olursa olsun, yarım görünür…
Eşim olma, karım ol!
Bana benzemeye çalışma sakın.
Bana benden lazım değil bir tane daha.
Ama unutma ki sensiz yarımım.
Her zaman söylemem, ama sen anla.
Eşim olma, karım ol!
Beni tamamla…
Tekin Akın
[email protected]