Okuma ve yazma, beynimizin aktivitesini artırabilen, insan olmamızı sağlayan temel unsurlarındandır.
Cumhuriyetin kuruluşundan hemen sonra, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının ilk işlerinin, eğitim seferberliğini başlatmaları rastlantı değildir.
Başlatılan Eğitim Seferberliğinin başarısı, Cumhuriyetle kurulmak istenen sistemin gelişmesinin de başarı olacaktı.
Okuma ve yazma seferberliğinin önemini bilen Mustafa Kemal Atatürk, bizzat kendisinin başöğretmenliğini yaptığı Millet mekteplerini açmıştır.
Orta doğunun karanlığında kaybolmamanın temel şartı, toplumun okuyan ve yazan toplum haline getirilmesiydi.
Türk Ulusu, okuyan ve yazan bir ulus olacak, eğitim düzeyini yükseltecek ve uygar dünyanın onurlu bir üyesi olacaktı.
Cumhuriyeti kuran felsefenin bu amacı tam olmasa da o günlerde amacına ulaşmış ve Cumhuriyet devrimlerinin yaşama geçmesine yardımcı olmuştur.
Okumanın, yazmanın kısaca eğitimin önemini bilen bu günkü siyasi iktidar,8 yıllık kesintisiz eğitim ile alınan yolun önünü kapatan “4+4+4” eğitim sistemini hayata geçirmeye çalışmaktadır.
Ülkemizdeki,
-. Kitap satışlarındaki düşüklük,
-. Kütüphanelerimizin azlığı,
-. Kütüphanelerimizin tenhalığı,
-. Gazete tirajlarının düşüklüğü, Okullarımızda uyguladığımız ezbere dayalı eğitiminin eserleridir.
Hala Ülkemizde 6 Milyona yakın insanın okuyamadığını ve yazamadığı iddia edilmektedir.
Kitapçıların sinek avladığı, yazarlarımızın kitaplarının ikinci baskılarını zor yapmalarının altında yatan acı gerçek, okumadaki ve yazmadaki tembelliğimizdir.
Asırlar önce yazdığı devlet adlı eserinde Eflatun;
Cahil bırakılmış halk ile demokrasinin anarşi olacağını söylemesi, bu gün toplum olarak, yaşatmaya çalıştığımız demokrasinin sağlıksızlığının sebebini de açıkça ortaya koymaktadır.
Bir eğitimcinin, “Bana iki tane bebek verin, size bir hırsız ve birde okuyan yazan çağdaş bir insan yetiştireyim “ demesi, eğitimin gücünü göstermesi bakımından önemli olduğu kadar, siyasilerinde oy uğruna eğitim üzerinde yanlış tasarruflarda bulunmasına neden olmaktadır.
Eğitimin temeli, demokrasinin temeli, uygarlığın temeli, okumaya dayanmaktadır, okuma alışkanlığını edinmemize dayanmaktadır, eğitime dayanmaktadır.
Toplumun okumayan bir toplum haline gelmesi, o toplumun emperyalizmin oyuncağı olmasına yetmektedir.
-. Ne kadar çok okunan gazete, o kadar aydın insan demektir.
-. Ne kadar çok okunan kitap, o kadar yurttaş olma demektir.
-. Tenha olmayan kütüphane demek, aydınlığın yayılması demektir.
-. Evlerimize yayılmış kütüphaneler demek, uygarlığın evlere kadar girmesi demektir.
Bir kitap okunduktan sonra raflarda bırakılmamalı, okunmak için mutlaka bir başka insana bu kitaplar aktarılmalıdır.
Topluma yapılacak en önemli hizmet, okuduğumuz kitapların ve gazetelerin, okuyamayanlara ulaştırılmasının sağlanmasıdır.
Kütüphanelerin yaygınlaştırılmasıdır.
Okumaya destek veren herkese teşekkürler…