Suriyeli, Iraklı Vb. ülkelerin aileleri ve çocukları, ülkelerinin siyasetçilerinin, beceriksizlikleri yüzünden, yerlerinden yurtlarından ayrılmak zorunda kaldılar.
Bu insanların önemli bir bölümü ülkemizde sefillerin son perdesini oynuyorlar.
* * *
Bizler misafirperver bir halkız, hele dara düşmüş, zor durumda kalmış insanlara elimizi uzatırız.
Halkımızın misafirperverliği, siyasetçilerimizin veya siyasi iktidarın sayesinde değildir.
Yoksulluklarına rağmen, halkımızın önemli bir bölümü, İnsanın Suriyelisi, Iraklısı, Amerikalısı olmaz, insan insandır diyebilmektedir.
* * *
Bunca işsizimize, bunca yoksulumuza, bunca geçinemeyenimize rağmen bu garibanları ağırlamaya çalışıyoruz.
Aslında bu mülteci akınına, Dünyanın kucak açmayışına kızmamak gerek çünkü, Suriye’ye yakın olan diğer Müslüman ülkelerde kucak açmalılardı.
Gerçi mültecilerin önemli bir bölümünün Müslüman ülkelerde yaşamak istemediğini biliyoruz.
* * *
Bize düşen görev sadece mültecileri ağırlamak mı olmalıydı? Dünyanın küresel güçleri ülkemize sadece otel olma görevi verdi.
Orta doğudan vazgeçtik, 800 km ye yakın sınırımız olan Suriye’nin şekillendirilmesinde bari bize de bir şeyler sorulsaydı.
* * *
Barındırmaya çalıştığımız mülteci çocukları, okula gidemiyorlar, rahat uyku uyuyamıyorlar, huzurlu değiller, korku içerisindeler, karınlarını bile yarım yamalak doyuruyorlar, Şefkat görmüyorlar, dertlerini anlatamıyorlar ve yaşananlara mana veremiyorlar.
* * *
Ülkelerini terk eden bu insanların, fakir olanlarının çocukları da, kendileri de Sokaklarda dileniyor.
* * *
Orta doğuda filler tepişirken çimenler eziliyor ve hatta çimenler yok oluyor.
Yaşananlar, küresel aktörlerin umurlarında değil, onlar dünyaya beş altı nesil yetecek, petrol yataklarını bölüşmekle meşguller.