21.yüzyıla girerken, ülkemizin büyük bir değişim zorunluluğu ile karşı karşıya bulunduğunu, o yıllardaki ”1990’lı yıllarda” Sol kadrolar ön görmüşlerdi.
Bu günlerin, o günlerden görülmesi yetmiyordu, ne yapılması gerektiğinin de ortaya konması gerekiyordu.
O günlerde ortaya konan öngörüler, ülkenin sorunları ve çözüm önerilerinin de projelendirilmesi gerektiğini söylüyordu.
Bu anlayış düşünce atölyeleri çalışmalarıyla hayat bulmuştu.
Bu çalışmalar doksanlı yıllara damgasını vurmuş önemli bir çalışma idi.
* * *
1990’lı yıllardan bu gün baktığımda, siyasette bir karınca adımı ilerleyemediğimizi üzülerek görüyorum.
* * *
Türk siyasi yaşamına, projeye dayalı siyaset anlayışını yerleştiren bir çalışmanın adı idi düşünce atölyeleri.
Siyaseti sevenlerin, siyasete heves edenlerin, siyasette iddiaları olanların, yan yana geldikleri bir siyasi projenin adıydı,
Siyasetin ağız dalaşı olmaktan çıkarılması gerektiğine inananların yan yana gelebildiği bir proje çalışmasının adı idi,
Siyaset yapanların ve yapmak isteyenlerin, zamanlarını ve enerjilerini, birleştirebildikleri siyasi çalışmanın adıydı.
Özgür birey, örgütlü toplum, sürdürülebilir kalkınma ve hakça paylaşımı yaşama geçirebilmenin hazırlıklarının adıydı.
Bir siyasi düşüncenin iktidar olduğunda, ülkeyi nasıl yöneteceğinin hazırlıklarının yapıldığı çalışmaların adıydı “Düşünce Atölyeleri.”
* * *
Bu gün çekilen sıkıntıların temelinde, siyasetin o günden bu güne sorunlara çözüm üretememesi yatmaktadır.
Çözüm üretilemeyen bu sorunların kronikleşmesi yatmaktadır.
Üretilen çözümlerin arasında, bu gün iktidarın ve destekçilerinin önerdikleri değişikliklerin hiç birisi akıllara bile getirilmemiştir.
* * *
Ülkemizde ilk defa bir siyasi düşüncenin, iktidar olduğunda ülkeyi nasıl yöneteceğinin, ülke sorunlarını nasıl çözeceğinin, vatandaşlarında katıldığı çalışmalar ile belirlendiği bir proje gösterebilir misiniz?
Bu çalışmalarda emeği olan herkesi saygı ile anıyorum.
* * *
Eğitimde, medeniyet projesi olarak bilinen köy enstitüleri, bu ülkenin kalkınmasını hayata geçirecek çok önemli bir proje idi.
Emperyalizm bu projeden korktu ve bu eğitim projesinin devam etmesini engelledi.
Düşünce Atölyeleri de, siyasetin ülke sorunları üzerinden yapılmasını sağlayacak bir projeydi, bu çalışmalarında nasıl olduğunu anlayamadığımız bir engelleme ile siyasetin tozlu raflarına kaldırılışını, birlikte hiçbir şey yapamadan seyrettik.
* * *
Siyasetin belini doğrultacak, bu günkü kör dövüşünü yok edecek, en önemlisi sivil toplumu siyasetin göbeğine oturtacak bu proje, bu çalışmalar, siyasetin tüccarlarını korkutmuştur.
* * *
Kurt sisli havayı severmiş, Siyaset tüccarları da, karmaşanın yaşandığı, günü birlik kararlarla siyasetin yapıldığı, öfkenin öne çıktığı, insanların bir birlerine hakaret ettiği ortamları sevmektedir.
* * *
Elimizde, düşünce atölyelerinde çalışılmış, Ama siyasetin tozlu raflarına kaldırılmış, Kürt sorunu başlıklı bir çalışma var.
O günlerden bu güne, doğuda ve güneydoğudaki rahatsızlığa siyaset hala çözüm üretememiştir.
Kürt sorununun çözümü için alelacele sunulan projelerde, toplumda kaygıları artırmıştır.
* * *
Doksanlı yıllarda, önemli sorunlardan bir tanesi de demokrasinin geliştirilmesi meselesi idi.
Maalesef bu gün hala demokrasinin sınırlarının nasıl geliştirileceği ile ilgili yapılmış sağlıklı tartışılmış bir çalışma yok.
O yıllarda atölye çalışmalarında hazırlanan projeden küçük bir bölümünü sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
Düşünce Atölyelerinde hazırlanan bu projede, yapılan iki tespit dikkat çekicidir.
Birincisi, 1990’lı yıllarda siyasal yaşamın yasaklarla sınırlandırılmış olduğu gerçeğinin altı çizilmiş.
Siyaset yapmayı engelleyen gizli ve açık çok sayıda yasak olduğu gerçeği görülmüştür.
Bu gün hala, o günlerde tespit edilmiş demokrasinin önündeki bu engeller ısrarla savunulmaktadır.
İkincisi, Anadolu gerçeği anlatılmıştır. Bu millet, bağımsızlığını kazanmak için, ulus olmak için, yurttaş olmak için, kurtuluş savaşında, omuz omuza savaşırken, ne dilini, ne dinini ne de etnik kökenini aklına getirmemiştir.
Yine bu yaşadığımız siyaset yapma biçimi bunları bertaraf edememiştir.
* * *
Bu gün iddia edilen ayrılıkların, demokrasi içinde, birleşip, güçlenip, demokrasinin 24 saat eksiksiz işlemesi ile Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkez’i, Müslüman’ı, Hıristiyan’ı, kadını erkeği birleştirilebilir tespiti, o günlerde yapılmıştır.
Bu gün hala demokrasiyi 24 saat eksiksiz çalıştıramayışımızın faturasını ödediğimizi görmek durumundayız.
* * *
Atölye çalışmalarında, bu gün çözmeye çalıştığımız Kürt sorunu ve terör sorunu ile ilgili hazırlanan ve siyasetin tozlu raflarına kaldırılan bu projenin ne kadar önemli olduğunu bu gün daha iyi anlıyoruz..
* * *
Keşke, bu günlerde TBMM’de kavga dövüş çıkarılmaya çalışılan Anayasa değişikliği ile idari yapının değiştirilmesi meselesi, aceleye getirilmeseydi ve toplumda iyice tartışılması sağlanabilseydi.
İnşallah alelacele çıkarılacağı anlaşılan Anayasa değişiklikleri, ülkemizi ve ülke insanımızı üzmez.