Aslında bu başlığın hoş olmadığının farkındayım. Siyasette düşman olmaz, siyasette rakip vardır ve siyasi yarış ve siyasi rekabet vardır.
Bu siyasi yarış, bu siyasi rekabet, siyasetin olmazsa olmazıdır.
Bu yarış,az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin demokrasilerinde düşmanlığa dönüşmektedir.
Demokrasinin evrensel değerlerinde düşmanlık yoktur.
***
Siyasi partilerin düşmanları, siyasi rakipleri değildir.
Siyasi partilerin düşmanları, kendilerine oy vermeyen seçmenlerde değildir.
Siyasi partilerin düşmanları, dış güçler falan hiç değildir.
Siyasi partilerin düşmanları,
. Partilerin kendi içlerindedir.
. Partilerin düşmanları, üyelerinin eğitimsizliğindedir.
. Partilerin örgütlü olamayışlarındadır.
. Halkın cehaletinin ödüllendirilmesindedir.
. Tilki kurnazlığının, siyaset yapmak sanılmasındadır.
. Gençlere ve kadınlara önem vermeyişlerindedir.
. Nitelikli üyelerin görmezden gelinişindedir.
. Siyasi partilerin düşmanları, onların kırmızıçizgilerindedir. Kırmızıçizgilerin belirlenmesi önemli bir siyasi hamledir.
Bu kırmızıçizgiler, kısa vadede avantaj sağlıyormuş gibi görünse de, uzun vadede siyasi partilere ve ülke demokrasisine zarar vermektedir.
***
Siyasi partiler, iç sorunlarını sessiz sedasız kendi içerisinde halledebilirlerse bu onlara bir miktar avantaj sağlamaktadır.
Örneğin sağ partilerin avantajı bu noktada başlamaktadır. Sağ partilerde son sözü genel başkan söyler ve onun üzerinde tartışma yapılmaz.
Sol partilerde son söz yoktur, parti içerisinde konuşulacaklar ve yapılacak mücadeleler bitmez.
Sol tartışmaktan korkmaz.
Sol partilerde bu durum, “ bunların kavgası bitmez “diye yorumlanır ve aleyhlerinde kullanılan bir siyasi malzeme oluverir.
***
İktidar olmak için halka, seçmene, fark yaratacak şeyler sunulmalıdır. İç cebelleşme ile iktidar olunmadığı anlaşılmalıdır.
İtalya’dan, Fransa’dan, Almanya’dan, Portekiz’den insan ithal etme olanağımız yok. Bizim halkımız bu, halkımızın ne istediğini doğru okuyamayanlar iktidar olamıyorlar.
Balık tutabilmek için oltanın ucuna, kendi sevdiğiniz bir yiyeceği değil, balığın sevdiği yiyeceği takmalısınız.
Meselenin özü burada saklıdır.
***
Sonuç olarak, siyasi partiler, kendi düşmanlarını kendileri yaratmaktadırlar. Başarısızlık bahaneleri sonucu değiştirmemektedir.
Ülkenin ve halkın gerçek sorunlarına, inandırıcı ve fark yaratacak projeler ile çözüm üretilmelidir.
Çözüm önerilerinin halka sunulmasında da, eski yöntemler artık yetmemektedir.
İletişim sektörü çok gelişmiş durumdadır. Bu konuda profesyonel destek alınmalıdır.
Siyasette düşman içinizdedir, beceriksizliğiniz, bilgisizliğiniz, hep ben bilirimciliğiniz en büyük düşmanınızdır.