Dünya kaynaklarını doğru kullanamamaktan ve hakça bölüşmeyi istememekten kaynaklanıyor yoksulluk.
Tüm çatışmaların ana kaynağını yoksulluk oluşturuyor.
Kendi ülkesindeki kaynakların bile, Küresel dünyanın, küresel aktörlerinin uygun bulduğu kadarına sahip olabilen ülkelerin ve o ülke insanlarının kaderi olarak gösterilir yoksulluk!
Oysa yoksulluk kader değildir.
Paylaşımdan, yeterince hak alamamanın sonucudur.
* * *
Ülkemiz, dünya ülkeleri arasında gelir dağılımı en bozuk olan ülkeler arasında yer almaktadır.
Bu, bir yurttaş olarak beni ve benim gibi düşünen yurttaşlarımızı, hatta benim gibi düşünmeyen yurttaşlarımızı da geçekten rahatsız etmektedir.
Oysa ülkemiz dünyanın en bereketli topraklarına ve yeraltı kaynaklarına sahiptir.
Ülkemizdeki yoksulluğun, açlığın ve işsizliğin, gösterilen nedenlerini anlamakta geçekten zorluk çekiyorum.
Böylesine bir ülkede bunlar yaşanmayabilir.
* * *
Türk İstatistik Kurumu TÜİK’in verilerine göre, ülkemizde 13 küsur milyon kişi yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır.
Bu bir ülke için ciddiye alınması gereken bir durumdur.
Peki, siyasi iktidarlar ve bu günkü siyasi iktidar, 13 milyon kişinin yoksulluk sınırının altında yaşamasından rahatsız mı?
Eğer gerçekten rahatsız ise, bu konuda yaptığı çalışmaları kamuoyu ile paylaşmalıdırlar.
* * *
Yoksulluk sınırının altında yaşayan bu yurttaşlarımızın, büyük çoğunluğu bu yoksullukla, kent merkezlerinde mücadele etmektedir.
* * *
Bugünkü siyasi iktidarın ve diğer siyasilerin, yoksulluğu sorun olarak görmedikleri anlaşılmaktadır.
Gittikçe yaygınlaşan yoksulluk karşısında siyasilerin çözüm üretememesi, yoksulluğu sürdürülebilir hale getirmektedir.
Sürdürülebilir yoksulluk, siyasilerin ve özellikle siyasi iktidarın, bu konuda çözüm üretememesi nedeni ile daha da derinleşeceğe benzemektedir.
* * *
Mevcut siyasi iktidarın yoksulluk ve işsizliğe çözüm üretememesi, iktidarlar için önemli bir eksik değilmidir?
Yoksulluğun giderilmesi çalışmalarının, sadece yardım dağıtmaya dayanması bizleri, yoksulluğun giderilmesi konusunda umutsuzluğa düşürmektedir.
Bu durum, yoksulluğu sürdürülebilir yapmaktadır.
* * *
Yoksulluğa kısa aralar verebilmek için dağıtılan yardımlardan, halkımız kısa vadede faydalanmalıdır.
Seçim zamanlarında bu yardımların ve yardım paketlerinin çoğalması rahatsız edici bir durum olarak karşımızdadır.
Yoksulların bundan duyacakları rahatsızlık görmezden gelinmemelidir.
* * *
Yardım dağıtmak kısa vade de çözüm olarak görülebilir ama uzun vade de asla çözüm olarak düşünülemez.
On yıllık iktidarları döneminde, başka gayret göstermeden, artan bir biçimde yardım dağıtıldığını görmek beni üzmektedir.
Yoksulluğun bu kadar güzel kullanıldığı bir başka ülke olabildiğine inanmıyorum.
* * *
Bu ülkede 2002 yılında, Genel başkanlığını Murat Karayalçın’ın yaptığı, zamanın Sosyal demokrat halk partisi, yoksulluğun yenilmesi gibi önemli bir projesi hazırlanmıştı.
Bu proje de, zaman verilerek, kaynak gösterilerek yoksulluğun yenileceği iddia ediliyordu.
Biz o zaman bu projeye, yoksulluğun yok edilmesi adına çok sevinmiştik.
Bu önemli hazırlık, bunu hazırlayanların dışında hiç kimseden ilgi görmemişti.
Bu gün bu projenin neden ilgi görmediğini daha iyi anlıyoruz.
* * *
Hani biz balık dağıtma yerine, balık tutmayı öğretmeyi hedeflerdik?
Hani sağ elin verdiğini sol el görmeyecekti?