Gelişmekte olan ülkelerde, siyasi partilerin tek başına iktidar olmaları, artı ve eksileri ile değerlendirildiğinde, her şeye muktedir olmalarının getirdiği önemli sorunlar ortaya çıkıyor.
Bu muktedir olma, son zamanlarda çok kullanılan güç zehirlenmesini getiriyor.
Bu durum, zaman içerisinde, demokrasinin evrensel değerlerinin toplumda tartışılmasını hoş görmeye kadar gidiyor.
Muhalefette olanların iktidar olma umutları yok edilmeye çalışılıyor ve erki elinde bulunduranların gönlüne göre demokrasiler ortaya çıkmaya başlıyor.
* * *
Bunların sonucunda, sokaklarda, mitinglerde, din istismarları başlıyor, etnik ötekileştirmeler başlıyor, kendisi gibi düşünmeyenleri hain, kendisi gibi inanmayanları kâfir olarak göstererek toplum düşman guruplara ayrılıyor.
Siyaseten erg sahibine yalakalık, prim yapmaya başlayınca da, örgütsüz toplumlarda, herkesin kendilerine benzemesine, Milli irade diyerek, demokrasiyi tanınmaz hale getiriveriyorlar.
* * *
Bundan sonraki aşamada, şans oyunları kumar değil de ne yani, sesleri yükselmeye başlıyor,
Canım bu kadarda kısa giymeyiverin, başınızı örtmek bu kadar mı zor diye homurdanmalar yükseliyor,
Oysa kimse, giyimi, inancı, etnik kökeni ve siyasi görüşleri nedeni ile kınanamaz ve suçlanamaz.
Bunların tamamı, itaat eden tek tip toplum yaratmanın ayak sesleridir.
* * *
Yasaklara zemin oluşturma hazırlıkları, toplumda her zaman huzursuzluğun kaynağı olmuştur.
Baskı altına alınmak istenen toplumlarda, işler bu sözlerle başlatılıyor, toplumun nabzı tutulmaya çalışılıyor, eğer toplumdan tepki gelirse geri adım atılıyor.
* * *
Hiç kimseyi ama hiç kimseyi, inançları yüzünden, giyimleri yüzünden, siyasi inançları yüzünden, etnik kökenleri yüzünden kınayamayız, kınayamamalıyız, buna toplum dinamikleri ve devleti yönetenler izin vermemelidir.
* * *
Koalisyon olmak ilkeli uzlaşmayı gerektirir, ilkeli olmayı gerektirir, koalisyon ortağınızı tongaya düşürmek planları, demokrasilerde, tanımlanamayan gök cisimleri gibidir.