“Duymayan var mı?”
Halk, bu ülkede tek karar sahibi olduğunu bir kere daha ortaya koydu.
.Halk siyasi iktidara, ben sana, halkı kamplara ayır, kendini vazgeçilmez say diye oy vermedim dedi.
İnşallah bu uyarılar anlaşılmıştır.
* * *
Siyasi İktidarın, muhalefetin ve siyasetle ilgilenen herkesin bu sese kulak vermesi lazım.
Eğer kulak vermemekte direnirlerse, halk ne yapabileceğinin ipuçlarını verdi.
Bu noktada, siyasi iktidar, muhalefet ve eylemciler, şiddete başvurmadan hareket etmelidirler.
Şiddet uygulamak, Demokratik taleplerin hedefine ulaşmasının önündeki en önemli engeldir.
.* * *
Her konuşmasında sinirleri geren, halkı kamplara ayıran bir siyaset anlayışı, halkı ayaklanma diyebileceğimiz duruma itmiştir.
Demokratik taleplerini topluca haykırmak için meydanlara çıkanlara terörist muamelesi yapılmamalıdır.
Taleplerini haykırmak için meydanlara inenlerde, demokrasi sınırları içerisinde bu haklarını kullanmalıdırlar.
* * *
Demokrasinin uzlaşma demek olduğunu hatırlattı halkımız, İktidarda olanlara,
“ Sizin gibi düşünmeyenleri dikkate almanız gerekiyor, onları yok sayamazsın, sen kendini ne sanıyorsun “ dedi.
* * *
Bu halkın sessizliğini cehaletten sananların yüzüne indirilmiş bir tokattır Taksimde yaşananlar.
İstanbul’da yaşananlar, Ülkemizin tüm kentlerinde yaşananlar. Siyasi İktidara yapılmış demokratik bir uyarıdır.
* * *
“ Dini esasların sosyal hayatta, günlük yaşamda “ referans olarak gösterilmesi, halkımızın önemli bir bölümündeki kaygıları artırmıştır.
“ İki sarhoşun çıkardığı yasa “ diye başlayan cümle de kızgınlığı ve kaygıları iyice artırmıştır.
“ Siz ne yaparsanız yapın, biz kararımızı verdik “ sözleri ile başlayan açıklamalar da, tepkilerin kaynağı ve sebebi olmuştur.
“ Üç beş çapulcu “ sözleri ile başlayan açıklamalarda, yangının üzerine benzin dökmek olmuştur.
* * *
Ve nihayet, tüm siyasilere, siyasetin neden kavga üzerine oturtulduğunu sordu halkımız.
Demokrasi gibi uzlaşmayı öneren, birlikte kavga etmeden yaşamayı sağlayan bir sistem varken, siz neden zorbalık yapıyorsunuz diye uyardı halkımız.
Sağ olasın, var olasın benim güzel halkım…