Yeni yılın ilk haberleri arasında zamlar önemli bir yer buldu.
Emeklilerin, dar gelirlilerin, yılbaşının hemen ardından açıklanan maaş artışlarından sonra söyledikleri çok doğru bir şey var, “ 2015’den ne gördük ki, 2016’dan ne bekleyelim.”
Bu önemli bir umutsuzluğu anlatmaktadır.
Demokrasilerde en tehlikeli şey, muhalefette olanların iktidar olma umutlarını kaybetmiş olmalarıdır.
Bir başka değişle çalışanların ve yoksulların iktidardan umutlarının kesilmesidir.
Emekliler, çalışanlar, yoksullar kendilerini, kaderine terk edilmiş bir zavallı gibi hissediyorlar.
* * *
Vergi vatandaşlık borcudur, eğer adil bir vergi düzeni olduğuna inanmışsak tamam, devletimize vergimizi ödeyelim.
Her alışveriş yaptığımızda ödediğimiz gizli vergiler dışında, devlete ödediğimiz diğer vergiler, bunlarda yetmiyormuş gibi yapılan zamlardan anlaşılıyor ki, her şey vatandaşa yüklenmektedir.
Bu noktadaki itirazımız demokratik bir refleksin sonucudur.
* * *
Emeklilerin, yoksulların, maaşı yetmeyen çalışanların, işsizlerin, çektikleri çilelerden, yönetenleri haberdar etme gibi bir şanslarının olmadığı anlaşılıyor.
Demokrasilerde bu durum çok korkutucu bir durumdur.
Çalışanlar seslerini bir biçimde kamuoyuna duyurabilmelidirler. * * *
Geçinemeyen kitleler, yılbaşlarında alacakları zamlarla belki biraz rahatlamayı düşlerlerken, maaşlarına yapılan zam oranları ile uğradıkları hüsran yetmiyormuş gibi, piyasadaki yapılan zamlarla tüm umutlarını yitirmişlerdirler.
* * *
Marketlerde ve pazarlardaki fiyatlar gösteriyor ki, emeklilerin, geçinemeyen çalışanların, işsizlerin durumları çok zor.
Bunlarla ilgilenmeyip, kitlelerin bunca sorununu görmezden gelip, doğu ve güney doğuda yaşananları nasıl çözeceğimizi tartışmayıp, başkanlık sistemini tartışmak yanlıştır.
* * *
Yılbaşı kutlamalarının hemen ardından, elektriğe yapılan zam ne ifade etmektedir.
Bizim yoksulluğumuzun, geçinemez durumda oluşumuzun, yönetenleri hiç ilgilendirmediği anlaşılmaktadır.
* * *
Bu olumsuzlukların ortasında, ne yapacağını şaşırmış halka, seslenecek, onların tedirginliklerini giderecek birileri olmalı.
* * *
Ey halkım,“Söylemeye dilim varmıyor ama kabahatin çoğu senin, sende yetkini devrettiklerinden, çektiğin çilelerin nedenlerini sormalısın.