Samsunspor Manisaspor deplasmanında umduğunu bulamadı.
Hesaplar galibiyet üzerineydi.
Fakat olmadı.
Kazanmak adına her iki takım da yapması gereken hamleyi yapamazken; beklenen golü iki takım da bulamadı.
Müsabakanın ilk devresinde ilk tehlikeli pozisyonu ev sahibi Manisaspor buldu.
Samsunspor kalecisi Furkan başarılıydı gole izin vermedi.
Furkan kalesinde güven verirken; önemli kurtarışlarda da bulundu.
İyi bir kalecinin olması takım için artı demek.
Furkan bunu fazlasıyla Samsunspor’da yapan isim…
Zamanla daha iyi daha tecrübeli olacak.
Sadece şimdilik çok oynamaya ve zamana ihtiyacı var.
Maçın ilk devresinde gol sesi çıkmazken; ortaya konan futbol da pek iç açıcı değildi.
İkinci yarının 59.’uncu dakikasında Zola’nın gördüğü kırmızı kart tartışılacak gibiydi.
Samsunspor bir puanı aldı.
Çok da kötü değil.
Deplasmanda kaybetmemek önemliydi.
Samsunspor şimdilik puanları almaya başladı.
Elazığspor maçı Samsunspor için en hayati maçlardan biri olacak.
O maçta dananın kuyruğu kopar…
***
Osman Özköylü eldeki kadroyu en iyi şekilde kullanmaya gayret ediyor.
Gönül daha iyi daha geniş bir kadro olmasını isterdi.
Samsunspor zor bir süreçten geçiyor.
Her kesimin desteğine ihtiyacı var.
Ancak; yapılan yanlışlıkları da bir bir yazmak gerekmiyor mu?
Yönetim eldeki oyuncularla sözleşme imzalayamadıysa, bugün çekilen ve aranan golcünün tek sorumlusu da Samsunspor yönetimidir…
Samsunspor’da görülen o ki; bu takım biraz zor gol pozisyonu bulacak ve zor da gol atacak gibi görünüyor…
***
Alperen beklenen çıkışını gösteremedi.
Aslında Alperen Samsunspor’un istediği forvet olabilirdi.
Alperen, işi fazla ciddiye almıyor gibi geliyor bana.
Fiziği, futbol anlayışı, gücü yerinde.
Hırsı yok gibi.
Sadece istemesi gerekiyor…
Alperen isterse, az daha yorarsa kendini hem kendi kazanır hem de Samsusporu kazandırır.
Gençlere inanmayalım da kime inanalım?
1995 Doğumlu Alperen gençliğinin hakkını vermeli.
Ha de be koçum!
Ha de be aslanım!
Formanın hakkını verin.
Sakın başka yerde güç aramayın.
Aradığınız güç; sırtında taşıdığınız o asil formanın armasında yatıyor.
Uzaklara bakmaya gerek yok.
İnanın yeter.
İnandığınızı da herkese inandırın!
Çok da zor değil.
Öyle değil mi?