Hayaller kırıldı.
Umutlar tükendi.
Koca bir sezon heba oldu demek için erken mi diyorsanız?
Bence değil…
Niye mi?
Oynanan futbol ve ortaya konan mücadele tat vermiyor da ondan.
Samsunspor final takımlarından hiçbirini yenemedi.
Play-Off’ta da işi zor.
Fakat imkansız değil.
İmkansızı gerçekleştirin n’olur!
İçimde hala umut taşıyorum, o umutla yatıp o umutla kalkıyorum, o umutla Samsunspor’un peşinden deplasmanlara gidiyoruz.
Umarım kırmızı-beyazlı futbolcular er olurlar da baş yararlar.
Aksi halde; taraftarın, basının, yönetimin ve Samsunspora gönül vermiş herkesin hayalleri ve duaları boşa gidecek.
Bu mutluluğu taraftara çok görmeyin.
Kalan dört maçı da kazanın.
İşi mucizelere bırakın.
Son düdük çalmadan asla maç bitmez.
Fakat; ışık yok, göremiyorum tünelin ucunu.
İçerde oynayacağımız son maç olan Sakarya maçı bile çook zor.
Başından beri yazdık.
Ciddi olun.
Hiçbir rakibi hafife almayın.
Lig zor bir Lig.
‘Rehavete kapılmayın!’ diye de çoook yazdık.
Gel gör ki; gözler kör kulaklar sağır.
Bir köşe yazarı olarak daha ne yapabilirsin ki?
Sadece eleştiri yapmadık.
Bir sezon boyu hep olumlu ve yapıcı olduk ve de uyardık.
Gelinen nokta; pek iç açıcı değil elbette.
Umutlar Play-Off için.
En çok neye yanıyorum biliyor musunuz?
Her deplasmana giden başkan İsmail Uyanık’ın, yönetimin, taraftarın ve 78 yaşında yollara düşen basın mensuplarının verdiği desteğe, emeğe, çileli yolculuklara ve geride bıraktığımız uykusuz gecelere…
Başka ne yapabilirdik ki?
Sahaya çıkacak halimiz yok ya...
Olsa O’nu da yapardık.
Erdal Cansu’mu gol atacaktı.
Samsunsporlu futbolcular ne bekliyordu?
Bu kadar imkan bu kadar olanak içinde taraftarın yüreğine su serpemeyen, yüreğini ortaya koyamayan herkese yazık!
Her zaman yazdım yine yazıyorum;
Son sözüm her zaman aynı:
Asla yalnız değilsin Samsunspor!