Son günlerde BBC radyosunda Türk dizilerinin Arap Televizyonlarında ilgi ile izlenmesinin Batıda ve onun Arap coğrafyasında meydana getireceği etkiler tartışılmakta ve batı yanlısı gölge hükümetlerin alması gerekli tedbirler açıklanmaktadır.
Ürdün’de ise şu günlerde ‘ Osmanlıyı Ortadoğudan Nasıl Kovduk ‘ şeklinde proğramlar yapılmaktadır.
Batı yanlısı Arap hükümetleri, senin müslümanların koluna girmenden çok rahatsızlık duymaktadır.
Geçen hafta , kuaförde traş olurken , hanımı ile içeri giren ihtiyar delikanlı , müşteri koltuğuna oturu verdi. Delikanlının kuaförle her konuşmasına , eşi müdale ediyordu. Adam en sonunda dayanamadı . ‘ Hanım sen niye müdahale ediyorsun ! Otursana… ‘Diye söyleyi verdi. Hanımefendi : ‘saçına model vermeye çalışıyorum.’ dedi. Adam ise , ‘kafada üç dal saç kalmış . Sen , neyin modelini veriyorsun ? ‘’ diye cevap verdi. Hanımefendi bu sefer bize dönüp : ‘ karizmatik bir havası var ama değil mi ‘ diye sordu. ‘ Amcam, kamyon şöförüymüş . ‘ Kadıncağız herhalde haklıydıi… Adam karizmatikti… Emekliydi. Ancak, gelecek vaat ediyordu.
Tahsil yapıp kafasını karıştırmamıştı. Elinde düşüncenin şekle döküldüğü , modern emzikte taşıyordu . Havasına , karizmasına , karizma katıyordu.
Bu ihtiyar delikanlı , Cadde ve sokaklarda anlamsız ve boş gözlerle etrafa bakan akranları gibi , yaprak dökmüş yaşlı ve kurumuş ağaçlara da benzemiyordu.
Her tarafı yeniden çiçek açmıştı.
Gözler görünce
Adımlar dağlarına çıkar
(Aşkın Savaşı , Abdullatif Al Labi )
Bu olayın vukubulmasından bir gün önce bir kafenin önünden geçiyordum. Kafenin bahçeninden korkunç bir duman yükseliyordu. Kafamı kaldırıp baktığımda bahçenin içerisini tamamen göremiyordum. Ancak , duman ile birlikte gelen taş sesleri , içeride inşaat işçilerinin oturduğu kaanati uyandırıyordu bende… Tam bu esnada, dağılan duman ile birlikte, kafenin duvarında asılı bir şekilde duran üç kitap ve şair fotoğrafları takıldı gözüme. Şair ve yazarların resimlerini , okuma ve düşünme alışkanlıklarını darağacına çekmiş ve onları eserleri ile birlikte ateşe vermiş ve altında adeta harç yapan ve elindeki son kartı masa örtüsüne çarpmaya çalışan bu şahıslar, hepsi gençtiler. Ancak , hayattan emekliydiler.
Hepsi , kendilerinin çok özel ve bilgili olduğu kanaatinde idiler. Bu özellikleri ile hepsi birbirinin aynıydılar.
Abdullatif El Labi , 1942 yılında Fas şehrinde doğdu. Fransız dili ve edebiyatı okudu. Uzun yıllardan beri fransa’da yaşamaktaydı. Mallerme Akademisinde öğretim görevlisiydi.
Aşkın Savaşı adlı şiirinde :
Büyük Türk kardeşim söylüyordu.
Bu toprağın güzelliğini
Gözler görünce
Adımlar dağlarına çıkar
Diyordu.
Kafelerde oturup üretmeden sadece tüketen ve Trabzon otobüsüne binip , İstanbul’a gittiğini zanneden sevgili kardeşim , biliyormusun bugün Ortadoğunun geleceğini belirleyecek siyaset , Arap birliğinde değil , Türkiyenin caddelerinde üretiliyor. Ve batı emperyalizmi bu siyasetten çok rahatsız. Bizim bu ülkede şunu veya bunu istemezük diye attığımız adımlardan, Batı siyaset merkezleri çok memnun oluyor. Sokakta koluna girdiğimiz yabancıların Türkiye sevgisinden , Batı ile işbirliği yapmış Arap Hükümetleri de çok rahatsızlık duyuyor.
Ükemizde sokakta ki istemezükçüler ile ortadoğuda batının kucağına oturmuş Arapçı hükümetler ,aynı amaca hizmet etmektedirler. Ülkemizi ve İslam dünyasını emperyalist batının kucağına tekrar oturtmak arzusundadırlar.
Bu aşkın savaşında :
Gözler görünce
Adımlar dağlarına çıkar
Kardeşim ..!
Herkese selam ve sevgilerimle…