Geçenbeylerin Ahşap Konakları ...
aklın ve asaletin buluştuğu yer : Safranbolu
Safranbolu , Göçenbeylerin / Geçenbeylerin , Çökön Meydanından ahşap ev ve konaklara asalet , vakar ve eğlence içinde çıkışları idi .
Leyla Gencer , bunun tipik bir misaliydi.
Safranbolu , ' Dünya , nöbeti bekliyoruz. ' düşüncesi içinde , konaklarını ahşaptan yaptıran ve ahşaba en asil şekli ve duruşu veren geçen beylerin ortaya koyduğu muhteşem bir mimari ve hayat biçimi içindeydi .
Safranbolu halkının bu hayat tarzı , bize ' Dünyanın faniliği ' mesajını vermekteydi.
Safranbolu'da kaldığım sırada bir sabah , heyacanla uyanıp , sabah kahvaltısı yapmak için otelin lobisine indim. Tevafuken karşılaştığım ve tanışma şerefine erdiğim gazeteci - yazar Aytekin Kuş Beyfendi , bana İstanbul'dan bir misafiri olduğunu söyledi.
Aytekin Bey'in beklediği misafir , İstanbul Üniversitesi , Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Aydın Gülan Beyfendiydi.
Çok şaşırdım... ve de sevindim...
Aytekin Beyin beklediği öğretim üyesi , benim İstanbul Hukuk Fakultesinden hocamdı. Aytekin Bey'in mihmandarlığı ve engin bilgisi eşliğinde , pek muhterem hocam ve ailelerimizle çok güzel ve çok anlamlı bir Safranbolu ziyareti yaptık.
Aytekin bey , Safranbolu eşrafından olup , Prof. Dr. Aydın Gülan Bey'in dostlarından idi. Bu gezi , iki değerli büyüğümün dostluğunun çok güzel bir semeresi oldu.
Birlikte gittiğimiz ve gezimizi noktaladığımız yer : İzzetpaşa Camii idi.
Safranbolu'da bulunan İzzetpaşa Camii , Padişah 3. Selim'in sadrazamlığını yapan ve daha önce Konya , Diyarbakır ve Mısır valiliklerinde bulunan Safranbolulu İzzet Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış bir külliyeydi.
Cami bünyesinde kum saati gibi , hendesi bir harika ve mucize bulundurmaktaydı.
Ayrıca bu camiide çok kıymetli kitaplar bulunmuştu.
Mimari Değerler ve Folklor Haftası sırasında Safranboluya gelen İstanbul / Atıf Efendi Kütüphanesi Müdürü Sebahattin Batur , İzzetetpaşa Camiinde bulunan kitapları incelemiş ve belediye gelerek : ' Lütfen benim yanıma iki tane zabıta memuru veriniz , kitapları öyle inceleyeyim . Camiideki kitaplar okadar kıymetli ki , irademe yenik düşebilir ve kitapların bir kaçını çalabilirim ' demişti.
Bu kitaplar arasında Fatih Sultan Mehmet zamanına ait el yazma Kur'an-ı kerimler vardı. Boyutları çok büyük ve geniş yapraklı Kur'an-ı Kerimlerden birinin her sahifesinde ,ayetler satır satır siyah mürekkeple arapça olarak yazılmış , ancak ; her satırın altında ,o satırdaki Arapça ayetlerin Farsça karşılıklarıda kırmızı mürekkeple yer almış bulmaktaydı.
Bu konuda , bir makale kaleme alan Safranbolu Eski Belediye Başkanı Kızıltan Ulukavak , çok önemli bir konuya değinmiş ve Bir Zaman , Bir Başkan Safranbolu , adlı kitabında :
' Osmanlı döneminde , Kur'an-ı Kerim'in Türkçe mealinin hazırlanmasını uygun bulmayanların , Farsça Meal için tepkisiz kaldıklarını anladım. Oysa , Farsça meal olabiliyorsa , ilk kez Atatürk 'ün talimatıyla Türkçe meal yazdırılmadan yüzyıllar önce , demek kuran'ın Türkçe meali olabilirdi. '
şeklinde bir açıklamada bulunmuştur. Bizimde katıldığımız bu yorum çok isabetlidir.
Celal Bayar'ın ' Bu daltonlar nerede yaşıyor ' dediği , Safranbolu evlerini gezerken duyduğumuz şeyler , heyacanımıza , yeni heyacanlar katıyor. Görgümüze , görgü ekliyor, gözümüze ışık oluyordu.
Safranbolu evlerinde , evin altında rüzgarın rahatlıkla gireceği giliste adı verilen bir bölüm vardı ki, rüzgarın etkisiyle evin hava almasını sağlıyor , çürümesini engelliyordu.
Yine bu yörede ki evlerde , her katta evin kıblesini gösteren bektaşi / Türk ve İslam geleneğine göre yapılmış işaret ve rumuzlar bulunuyordu.
12 rakamı bu evlerde önemli idi . zira , Peygamber Efendimiz ve ehlibeyti simgeliyordu .
Türk - İslam geleneğinde ,ev ve konaklarda Şemaili şerife gibi , peygamber sevgisini ifade eden şeyler bulunması asıldı.
Bizim Safranbolu da ' olmasa daha iyi olurdu ' diyeceğimiz en önemli şey , araçların eski safranboluya girişlerinin engellenmemiş olmasıydı.
Türk müslümanlığı ( laikliği ve hoşgörüsü ) içinde bulunmanın verdiği mutluluk ile şehirden aldığımız huzur , bulduğumuz sukun aklın , asaletin , hakikat ile birlikte tecessüm ettiği yer Safranbolu'dan ayrılışımızla birlikte nihayet buldu.
Herkese sevgi ve salamlarımla ...
Not: İstanbul Üniversitesi , Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Öğretim üyesi Prof Dr. İlhan Özay Hocam ile bu gezi esnasında bir telefon görüşmesi yapmış bulunmaktayım. Çok değerli hocam bütün öğrencilerine selam söyledi. Okuyucularımın dikkatine sunulur.