Bu gün ben, aynen öcekiler gibi , büyük bir İdealin ateşleri içindeyim . Milletimin hasretini çektiği ideal içinde yanmaktayım.
Ezilmekten çekinme …Gerilemekten sakın !
İradenle olmalı , bütün uzaklar yakın,
Dolu dizgin yaparken ülküne doğru akın ,
Ateşe atılmalı , denize dalmalısın.
( Bütün Türk Gençliğine , Hüseyin Nihal Atsız )
Haftada bir evime ziyaretime gelen bir arkadaş kütüphanede ki kitapları görünce , ağabey : ‘ sen bu yazıları kafadan mı atıyorsun .’ diye soruverdi . Ben okuduklarımı , gördüklerimi ve yaşadıklarımı yazıyordum.Maalesef , yazıları ‘ kafadan atacak ‘ seviyeye henüz gelmemiştim.
İnsanların , ‘ Musul , Kerkük ‘ neresi diye sordukları , Kerkük Türkmenlerine ise ‘ siz Türkçeyi nerede öğrendiniz ‘ diye söyledikleri yıllardı.
Şam’da Barolar Birliğinde oturuyor. Suriyeli meslektaşlarımla sohbet ediyordum.Şam’lı meslektaşlarım beni görünce , konuyu İskenderun Sancağı dedikleri Hatay konusuna getirmişlerdi. Benim o gün söylemek isteyip, maalesef söyleyemediklerimi , bugün Kahraman Ordumuz söylüyordu.
Osmanlı Devleti ve ordusu, Suriye’den çekilmişti . Suriye artık Edmund Allenby’nin denetimi altında idi.Bundan sonra ise , kısa bir süre için bile olsa, Şerif Hüseyin’in oğlu Faysal, Irak ve Suriye’nin Kralı olacaktı .ve oldu da .
Bir müddet sonra , Kral Faysal halktan gelen taleplere boyun eğip, Fransızlarla Maysolon şavaşına girdi. Bu harb sonunda , Suriye’yi Fransızlara bırakmak zorunda kaldı. Ve Sadece Irak Kralı oldu.
Fransızlar , Suriye’ye girdikten sonra , orada fedarel bir devlet kurma arzusu gösterdiler. Halep’te , Şamda ve Lazikiye’de ve ayrıca Dürzü bölgesi ( Havran’da) bir devlet kurmak uğraşısı içine girdiler.İskenderun sancağını bu kurulan fedarel devletin sınırları dışında bıraktılar. Kurulan Suriye federal Devlet’inin Başına, yapılan seçimlerle, Fransızların desteklediği Subhi Bereket getirildi.
Bölgeye1919 -23 yılları arası Fransız Yüksek komseri olarak atanan Genarel Guro , kolunu Çanakkale / Zığındere savaşında bırakmıştı. Araplar, onu bölgeyi yeteri kadar tanımamakla suçlamaktaydılar .Haleb’e hükmetmeden , Şam’a hükmedilemiyeceğini , iç bölge halkının Laziki’den asla vazgeçmeyeceğini , Halep olmadan Şam’ın aç kalacağını ifade etmekteydiler . Bu sebeble, ya Suriye’nin bütünlüğü sağlanmalı , yada fedarasyondan vazgeçilmeli şeklinde düşünmekteydiler.
Osmanlı Devletinin Suriye’den çekilmesinin ardından , bazı Halepli Araplar , diğer şehirlere mal aktarımı sebebiyle, Suriye’nin bütünlük ve birliğine karşı çıkmaktaydılar.Genaral Gori’nin suriye’yi yeterince tanımadığı ve hataya düştüğünü düşünmekteydiler.
Genaral Guro , bir keresinde Çanakkale’de savaş meydanında dolaşırken bir Mehmetçiğin, yanında yaralı yatan Fransız askerinin yarasına kendi elbisesinden yırttığı kumaş parçasını sardığını , kendi yarasına ise toprak bastığını gördüğünü ifade etmekteydi.
Londra konferansında İngiliz delegeleri : ‘Yunanlılara müsaade edelim . Türklerin işini bitirsin’ şeklinde konuşunca, General Guro ayağa kalkmış , olmayan kolunu sallamış …Biz Fransız devleti tek bir Gazianteple mücadele edemedik.Yunanlılar mı? Türklerle mücadele edecek deyip , yere çömelmiş ve ben böyle bir milletle savaştığım için pişmanım diyerek ağlamıştı.
Nuh doğmadan kişnedi ordularımızın atı,
Sorsan şöyle diyecek , gök denilen şu çatı,
Türk gücü bir yıldırım , Türk bilgisi bir deniz .
(Türklerin Türküsü , Hüseyin Nihal Atsız )
Adeta bugün , Büyük Fikrin (Büyük Türkiye’nin ) doğum günü : 29 Ekim 1923 ‘ teyiz .
Herkese sevgi ve selamlarımla…