Çocukken , bayram namazına gittiğimiz mahalle camiinin imamı , bayramdan bayrama namaza gelen mahallemizin gençlerini kürsüden sarfettiği sözlerle adeta döverdi.
Namaz sonrası cemaat dağıldığında , sadece bayram namazına gelen gençler , imam için ; ' Mahallemizin haylaz çocukları ' idi . Mahallenin haylaz çocukları için caminin imamı ise ; herzaman ' bizim caminin imamı ' oldu.
Devam eden süreçte , zannedersem bir şeyler değişti . ' Mahallemizin haylaz ve bayramdan bayrama camiye gelen gençleri , bizim caminin namaza devam eden orta yaşlı ve yaşlı cemaati olmuşlardı. ' Hepsi , olgunlaşmış ve sorumluluk sahibi insanlar olmuştu.
Ancak geçen zamanla birlikte ; bizim caminin imamı , gençlere bu şekilde bağırmaz olmuş ... gençler ise , imamı umursamaz ve tanımaz olmuştu. İmam ( yani cemaat ) için , camiiye arada sırada gelenler ; 'siyasal islamın karşı tarafı ' , haylaz gençler için ise ; ' camiinin avlısundan geçen birisi ' gerici olmuştu. Her halde siyaset sokağa inmiş ve camiye girmişti. Artık , haylazlar camiye gelmez ve avlusundan geçmez olmuştu.
Siyaset camiye indikten sonra , korkarım bizden sonraki nesil , camii cemaatinin tamamen azaldığını ve hatta yok olduğunu görecektir.
zira , gençken imamın içimizden biri olarak samimiyetle cemaati tokatlarcasına söylediği sözler ile yetişmiş insanlar , yani bugünkü nesil , ülkemizin en son camii cemaatidir.
Bundan sonraki nesil , mahalle imamının bir ağabey olarak tokatladığı ve tokatlarkende benimsediği ve sevdiği bir nesil değil , bundan sonraki nesil , siyasal islamın kayıtsızlıkla öte tarafa ittiği , samimiyetsizlikle iğfal ettiği nesildir.
İslam ve Kur'an her ikisinden de yarın için davacı olacaktır.
Herkese , selam ve sevgilerle ...
Dr.Abdullah Nasif , Hayatını Garib ve Gurabaya Adamış Yiğit Bir Müslüman
İslam Dünyasının Saygıdeğer ve sevilen simalarından ve ilim adamlarından olan Dr. Abdullah Nasif Hocam mekke'de yoğun bakıma alınmıştır. Kendisine Allah'tan acil şifalar dilemekteyim.Bir dönem , Rabıta tul Alem- il İslami kuruluşunda Genel Başkanlık görevini yürütmüş ve hayatını fakir müslümanlara yardımda bulunmaya adamıştır.Görevde olduğu esnada , Bulgar zulmü altında inleyen Türklere yardım götürmeye çalışan Dr. Abdullah Nasif , yardımcısı Timur Çağatay ağabeyle birlikte bulgaristanı ziyaret etmiş , Bulgar zulmune engel olmaya çalışmıştır. Doğu Türkistandan döndüğü bir dönemde, kendisi ile tanışma şerefine eriştiğim değerli büyüğüm Dr. Abdullah Nasif, benimde Suudi Arabistanda , Medine İslam Üniversitesine kabul edilmemi sağlamıştır. Hayatını İslama hizmete adamış bu Türk dostu değerli büyüğüm için tüm kardeşlerimizin ( vatandaşlarımızın ) duasını beklerim.
O da bizim mahallenin insanlarındandı. Kalbi , dünyada ki müslümanlar için atardı...
Not ; Yazıda geçen imam tabiri bir metafor ve simge olarak kullanılmıştır . Bu yazı, samimi müslümanların samimiyet ve imanını takdir içindir. Yani , tüm vatandaşlarımızın birlik ve beraberliğini takdir içindir.