Dua, kainat ağacının özüdür. Duasız bir ömür, isteksiz bir hayat, boşa geçirilen bir zaman dilimidir. Kainatta yaratılmış her şeyin bir özü ve bir duası vardır. Yaratılmış olan her şey, kendi özüne ve tabiatındaki duaya yönelik bir fiil ve eylem içindedir.
Dua, kelime anlamıyla istek, arzu ve amaca yönelik eylem demektir. Dua, aşkın (yaratılışın ) ikinci adıdır. Kainatın özünde var olan yaratılışı fark etmiş bir bilinç, yaratılışın özüne, sessizce bir dokunuş halindedir.
Dua; kalbi, kavli (sözlü) ve fiili olarak yapılması halinde bir bütündür ve bir anlam ifade eder. Söz ve kalben istediğimiz şeyleri, eylem olarak ortaya koyamadığımız takdirde , dua yapmış olmayız. Sadece ; samimiyeti olmayan birkaç sözü, anlık olarak aklımızdan geçirmiş oluruz. Duada asıl olan şey; sabır, eylem, samimiyet ve kararlılıktır. Yani, namazdır.
Dua, her şeyin sahibi olan Allah ile birebir sohbettir. Bir şeyi Allah’tan istemektir. Allah’ın rahmetine dokunmanın, merhametine sığınmanın, özü (yaratılışı) bilmenin adıdır. Allah’ın rahmetini itham edecek, merhametinden ümit kesecek bir söz ve eylem ile yapılan bir dua (istek), fizik ve metafizik bir gerçeklik ifade etmez.
Dua, fizik ve metafizik gerilimi eksik olan insanların yapabileceği ve anlayabileceği bir gerçeklik değildir. Dua, gökyüzünden yeryüzüne çekilen ve indirilen, evrene sığdırılan panteist bir hakikat de değildir.
Dua, Sır adlı kitapta ; ‘ sadece olumlu düşünme şeklinde ‘ifade edilen, gökyüzünden yeryüzüne indirilen ve sadece yeryüzünde kalan putperest, panteist bir istek ve ciddiyetsiz bir taleptir. Sır adlı bu kitap , duayı bir yönüyle tarif etmiş, ancak ; bin yönüyle eksik bırakmıştır.Dua ; ateizmin deizim adı altında, kainatta tarif edemediği, ancak ; hakikatini de reddedemediği çok büyük bir gerçekliktir.
Bütün dualar, muhatabı olan Allah’a yöneldiğinde ma’kes (akis) bulur. Duaların tecelli ettiği yer hayattır. Ancak, bazı dualar vardır ki, hayatın devam eden şekli ve en büyük hakikati, ahrette ma’kes bulacaktır. İnsan bilinci, ölümden sonra bir hayatın varlığını kabul etmediğinden, dualarının kabul görmediğini zanneder. Oysa ki, hayat sadece dünyada yaşanılan bir gerçeklik değildir. Hayatın en büyük gerçekliği, suyun buz ve buhar halinde olması gibi, ahrette ortaya çıkacak olan hakikattir. Bu sebepledir ki; kainatın Rabbi, gerçek bir hayatta tecelli edecek duaları zayi etmez. Duayı ve hayatı gökyüzünden yeryüzüne çeken ateist, deist ve panteist bir anlayış; hayatı, merhameti, şefkati en önemlisi aşkı (yaratılışı) anlamamış kör bir bakış açısıdır.
Duayı anlamanın en önemli yolu, yaratılışı (aşkı) , yeniden sil baştan yaşamaktır. Kainatın en büyük aşk kitabı, Allah’ın mutlak olan kelamı Kur’an’dır.
Herkese selam ve saygılarımla …