Kainatı Allah ( C.C.) yaratmış , sınırları ise insanlar koymuştur. Kurallar ve sınırlar bilgi ve beceri ile saadet ve huzur için olsa, son derece güzel olacak sanırım.
İslam ülkelerini bir birinden cehalet ve mayınlar ayırırken , emperyalist batı ülkelerini ise, sadece bir sınır çizgisi ayırıyor. Bu ülkelerde yaşayan insanlar, bir kimlik belgesi ile birbirlerine gidip gelebiliyor.
Bırak yazık , koparma ! Bırak sen bu emeli .
Bırakmayın dikenler o tecrübesiz eli
Hayır hayır ! kıymayın parmaklarına sakın.
Bütün güller uğruna feda olsun, bırakın !
( Bütün Şiirleri /Ahmet Kutsi Tecer)
1925 Yılında Mısır’da Ali Abdurrazık adında bir alim , İslam ve Usulul Hukum adlı bir eser kaleme almış ve bazı din adamlarının iftirasına uğrayıp, asılmıştır. Ali Abdurrazık’ın ,’ İslam Peygamberinin mal ve servet için cihad ettiği’ şeklinde yazı yazdığı iddia edilmiştir. Söylemediği ve yazmadığı şeylerden ötürü yargılanmış: ’ sen bunumu söylemek istedin’ diye on kusur suçlama ile karşılaşmış ve asılmıştır.
Niye benim içimden kopuyor bu acı ses ?
Bu ilkbahar sabahı uyuyor herkes
Niye güllerin boynu önüne bükülüyor
Niye benim içimde kopuyor bu acı ses
( Bütün Şiirleri /Ahmet Kutsi Tecer)
Bundan tam beş yıl yıl kadar önce, Bağdat’ta inanılması zor , akla zarar bir komedi yaşandı. 1315 yıl önce yaşamış ve ölmüş Emevi Halifesi Hişam bin Abdulmelik , İmam Zeyd Bin Ali’yi haksız yere öldürmekten yargılandı ve kendisine ölüm cezası verildi. Burada komodi olan şey, 1315 yıl önce ölmüş birinin ölüm cezası ile cezalandırılması idi. Bu yargılama üniversal hukuk mantığı açısından bir komedi idi. Yoksa , Emevi Halifesi Hişam Bin Abdulmelik’i vicdanınızda yargılayabilir ve onun yaptığına katılmaya bilirsiniz.
Telaşsız adımlarla ,
Bakarak sağa , sola
Küçük koruyu geçtim .
İnce bir yolu seçtim.
( Bütün Şiirleri /Ahmet Kutsi Tecer)
Gelenbevi İsmail Efendi 1730 senesinde Aydın İlinin Saruhan sancahında doğmuştu.Yıllar sonra Gelenbevi İsmail Bey’in İstanbul’da bulunduğu sırada , Fransa’dan bir mühendis gelmiş , Logaritma Cetvelini Babı Ali’ye takdim etmişti .
Fransız Mühendis logaritma biliminin istanbul’da hiç kimse tarafından bilinmediğini iddia etmiş ve bu sebeble , Gelenbevi İsmail Efendinin evine gönderilmişti.
Bu Fransız , İsmail Efendinin evini görünce kendisini hafife almaya çalışmış ve ona bir logaritma problemi yazıp bırakmıştı . Bu sorunun cevabını sabaha kadar isterim demişti.
Sabah olunca tekrar eve gelen Fransız , Gelenbevi İsmail Beyin kendisine Logaritma ile ilgili Fransızca küçük bir kitap yazdığını görmüş ve şaşırmıştı. Rivayet o dur ki , zamanın Osmanlı Dışişleri Bakanı sırtındaki kürk mantoyu çıkarmış Gelenbevi İsmail Bey’e hediye etmiş ve ona : ‘ Sen ki Osmanlı’nın şerefini kurtardın . Bundan böyle bu kürk mantoyu giymek senin hakkındır demişti.’
İsterim ki sen onun göğsünü her öpüşte ,
Desin : ‘ Çılgın aşıkım öpüyor beni işte ‘
( Bütün Şiirleri , Mayıs sabahı /Ahmet Kutsi Tecer)
Aynen bunun gibi , Yüce Türk Milleti, emperyalizmin önünde İslamın, Osmanlının ve Türklüğün incinen onurunu kurtaran Mustafa Kemal Paşa’ya , Atatürk soyadını layık görmüştü.
Zira O :’ Türkiye Cumhuriyeti devleti şeyhler , dervişler memleti olamaz. Hayatta en hakiki Mürşid İlimdir’ diyerek . Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temelinin kültür olduğunu işaret etmişti.
Yine Kuran-ı Kerim’in ilk emri ‘ Oku ! Seni yaratan Rabbinin Adıyla Oku! O seni bir kan pıhtısından yarattı. Ve insana bilmediğini öğretti .’ olmuştur.
Bütün sevgileri atıp içimden ,
Varlığımı yalnız ona verdim ben ,
Elverir ki bir gün bana derinden ,
Ta derinden bir gün bana ‘ Gel ‘ desin.
( Bütün Şiirleri, Neredesin /Ahmet Kutsi Tecer)
Adına İslam Birliği , Türk Birliği , Avrasya Birliliği , Anadolu birliği vs. ne derseniz deyin , birlik ve beraberlik kendi dilini bilmeyen insanların veya kendi diliyle düşünemeyen insanların kuracabileceği bir şey değildir. Birlik ve beraberlik, bilgi ve tecrübe ile kültür , eğitim ve beceri ile kurulabilir. Cehaletle değil.
Herkese selam ve sevgilerimle…