Bugün Bağdat’ta sıcaklık gölgede 70 derece , Kerkük ve Kudüs’ün ise irabta bile yeri yok…
Tevratın mistik yorumu olan Zohar : Even Şatiah , ‘ Nirengi Taşı ‘ ndan bahseder. Yahudi inanç sisteminde , bir taraftan Tanrının tahtına bağlı olan bu taş , yeryüzüne iner .Sular üzerinde bir sağa ve bir sola doğru hareket eder. Ve sonrasında , dünya kurulur.
Even Şatiah , dünyanın merkezi , gözbebeği ve göbeği olarak nitelendirilir.Tanrı bu taşın düştüğü yerde göksel Kudus’ün bir benzerinin kurulmasını istemiştir. Ve Kudüs , dünyanın merkezi olmuştur.
Müslümanlar için Miracın basamağı olan ve muallak kayası olarak bilinen bu taş , Yahudi inancında ‘Nirengi Taşı ‘ Even Şatiah şeklinde isimlendirilir. Dünyanın merkezi olarak kabul edilir.
Yahudiler için bütün ibadetler , Kudüs zikredilerek yapılır . Mezmurlar adlı kitapta , Kudus’ü unutmak bir beddua sebebidir.
Even Şatiah hadisesinde zikredildiği gibi , su aynı zamanda bölge için çok değerlidir. Zira , su olmadan hayat olmaz. Medeniyet ise kurulamaz. Bölgeye hayat veren Fırat ve Dicle ve bu iki nehrin kolları bölge devletleri ve özelliklede İsrail için hayati öneme haizdir. Su konusunda yapılan uluslararası anlaşmalarla İsrail çok yakından ilgili ve konuya duyarlıdır.
İsrail , Dicle ve Fırat’ın suları ile ilgili ve bu sulara duyarlı olduğu gibi , Mısır’ın Nil üzerine kurduğu Asuvan Barajı ile de ilgili olmuştur. Nasılki , bir zamanlar Etyopya’da bulunan siyahi Yahudileri alıp İsrail’e getirdiyse , Mısır’ın suyuylada ilgilenmeyi ihmal etmemiştir.
Sınır Çizen ve Sınır Aşan sular , her nekadar Uluslararası Hukukun ilgi sahası içinde ise de , İsrail’in konuyla ilgi olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Zira su olmadan değil Ortadoğuda, bütün dünyada hiçbir ülke stratejik plan yapamaz.
Ege’de Yunanistan bir yandan kıta sahanlığı ve karasuları konusunda problem çıkarmaya çalışırken , bize ait adalara yerleşme yerleri ve askeri üsler kurarken , diğer yandan Girit adasına bile su vermekte acziyete düşmekte ve Türkiye’nin su kaynaklarına şimdiden göz dikme arayışları içine girmektedir.
Even Şatiah … Su olmadan hiç bir şey olmaz … Hayat kurulamaz…
Uluslararası hukukta , sınıraşan sulara ait bağlayıcı bir yasa ve teamül yoktur. Bu anlamda uluslararası platformlarda ortaya çıkan sorunlar, ikili anlaşmalarla çözülmek durumundadır.
Birleşmiş Milletler son 25 yıldır yürüttüğü bir çalışma neticesinde ‘ Uluslararası Su Yollarının Ulaşım Dışı Amaçlar İçin Kullanımlarına İlişkin Sözleşme ‘ ile bir ülkeden doğan ve daha sonra bir başka ülkenin topraklarına giren suları ‘ Uluslararası Su ‘ olarak kabul etme uğraşısı içinde bulunmaktadır. BM üyesi 35 ülke tarafından imzalanmasının ardından yürürlüğe girecek olan bu anlaşma , henüz 12 ülke tarafından imzalanmıştır. Ülkemiz Türkiye , bu anlaşmaya çekince koymuştur.
Birleşmiş Milletlerin , ‘ uluslararası Su ‘ ismini verdiği enerji kaynaklarına Türkiye ‘ Sınıraşan Su ‘ ismini vermektedir. Bu anlamda , işbu uluslararası sözleşme yürürlüğe girerse , şuan tamamlanmamış GAP PROJESİ uluslararası bir konsorsiyumun tekeline girebilir. Topraklarımızda doğan suların üzerinde , bu suyla hiç ilgisi olmayan ülkelerin , özelliklede İsrail’in tasarrufta bulunma hak ve yetkisi doğabilir.
İsrailin ve İsrail yandaşı bazı ülkelerin , bu suya ihtiyacı büyüktür. Ortadoğu’da bazı ülkeler devlet olarak kalmayı sürdürecekse, hür ve bağımsız olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile iyi geçinmek zorundadır.
Even Şatiah … Suların üzerinde bir sağa , bir sola savrulmuştur.
Orta Asya’da su kaynaklarının kuruması ile Anadolu ve önasyaya gelen Türk Milletinin ‘ ekmeğini ve suyunu mazlum milletlerle paylaşma’ iradesi vardır. Ancak , zalimlerle değil.
Evenşatiah…
Bugün Bağdat’ta sıcaklık gölgede 70 derece , elektrik yok ve sular sınırlı bir şekilde akıyor. Halep ve diğerlerini söylemeye bile gerek yok .
Kerkük ve Kudüs’ün ise irabta yeri yok…
Herkese sevgi ve selamlarımla…
Not : ‘Ortadoğu ‘ kavramı okuyucular yazıyı rahat anlasınlar diye kullanılmıştır. Bizim kültürümüzde bu bölgenin adı ön Asyadır. Ortadoğu kavramını bu sebeple kabul etmiyor ve düzeltiyoruz.
*Buradan yetkililerin dikkatini önemli bir hususa çekmek istiyorum. Göstere göstere bir orman yangını gelmek üzeredir. Piknikçilerin bilinçsizce yaktıkları ateşler yüzünden Canik’te çevre evler ağır bir tehlike üzeredirler. Önlem alınacaksa şimdiden alınmasını , aksi takdirde çıkması kuvvetle muhtemel yangın sonrası tedbir alınmasının kimseye faydası olmayacağını yetkililerin bilgisine sunuyorum.