Olan Şey : 31 Mart Vakası , lhtiyaç : Tekke ve Zaviyeler yasası...
Demokrasi ve Cumhuriyet kazandı.
Erdemli ve faziletli insanlar , vatan , Millet ve Devletine sahip çıktı.
Türkiye kazandı.
Kahramanların sahte olursa , zafer ve mağlubiyetlerinde anlamsız ve anlaşılmaz olur.
Gustave Le Bon kitleler Psikolojisi adlı eserinde : ' kitle haline gelen insanların , bireyselliklerini kaybedecekleri , aklın sınırları dışına çıkacakları ve duygularıyla hareket edeceklerini ve bu yönüyle de kitlelerin tehlikeli olduklarını ' söylemektedir.
Bu tanım bize : ' Kendi milletine silah çeken cinnet geçirmiş bir grup insanı ' hatırlatmaktadır.
Yıllarca bu ülkede devlet düşüncesi ve devlet terbiyesi içinde olan , ancak , aklın ve ahlakın ilkelerini bireysel anlamda dillendiren insanlar , cemaatler ve tarikatlar tarafından aşşağılanmış ve yalnız bırakılmışlardır.
Türklük , Milliyet , Medeniyet , laiklik düşüncesi karikatürize edilmiş ,
Ümmet , cemaat , tarikat , mezheb düşüncesi baştacı kılınmıştır .
Türkiye Cumhuriyetinin kurucu iradesi ve devrim yasaları unutulmuş , Tekke ve zaviyeler yasasından taviz verilmiştir.
Halidi ( İslam ! ) , anlayışına maddi menfaat temin edilmiş , İmkan sağlanmış ,Cemaat adı altında faaliyette bulunmalarına müsaade edilmiştir.
Devletin ve Türklüğün , Halidi ( İslam ! ) ile 4. Murad'ın Bağdat Seferi esnasında başlayan kavgası , bugünde su yüzüne çıkmış ve ben buradayım demiştir.
Mirgun Han , 4. Murad'ı Bağdat'a giderken Diyarbakır'a gelişi esnasında , hiçe saymıştır. Osmanlı ordusu Bağdat dönüşü esnasında Mirgun Han'ı 4. Murad'ın emri ile asmıştır.
Mevlana Halid Şehrezuri ( Bağdadi ) , Mirgun Han silsilesinden gelmektedir.Onunla bağlantılıdır.
Bu olay , Cumhuriyetin ilk yıllarında Şeyh Sait İsyanı olarak tekrardan kendini göstermiştir.
Ülkemizin geldiği son durum ne yazık ki ortada , ülke içinde faaliyet gösteren tüm Halidi ( İslam ! ) hareketleri ( tüm tarikat ve cemaatler ) sorgulanmalı , bütün tarikat ve cemaatlerin devlet içinde hareket kabiliyeti engellenmelidir.
Yanıbaşımızda Irak'ta yaşanan Mezhep kavgası , ülkemize meşreb ( cemaat ve tarikat )
kavgası şeklinde sirayet etmek üzeredir.
Bu kavga , tarihimizde 100 yıl önce 31 mart Vakası olarak yaşanmıştır.
Yaşanan şeyler çok acıdır...
Demokrasi , faziletli insanların yaşadığı bir rejimdir.
İnsanımız , adı tarikat ve cemaat olan illegal örgütlerin yanında olmadığını , devletinin ve devlete ait demokratik kurum ve kuruluşların ve bu kurumları temsil eden Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Cumhurbaşkanlığı makamının yanında olduğunu göstermiş ve ispat etmiştir.
Devlet , ancak demokrasi ile ayakta durabilir . Cumhuriyet ile nefes alabilir.
Demokrat olmayan ( tarikat , cemaat ) vesaire gibi kurumlarla devlet ve demokratik varlığımız idame ( devam ) ettirilemez.
Devlet ve Millet varlığımız için ( tarikat ve cemaatten ) medet umanlar yanılmışlardır.
Yaşasın Demokrasi , Yaşasın Millet ve Devlet Varlığımız , Yaşasın Atatürk Cumhuriyeti ...
ve bunları temsil eden Cumhurbaşkanlığı Makamı.... Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Meşru Hükümeti ve Parlementer Rejimi
Yaşasın ..! Bu cinnet kalkışmasına müsade etmeyen Millet - Ordu dayanışması...
Yaşasın Türk Müslümanlığı , Yaşasın Laiklik..!
Yaşasın vatan , Yaşasın Türk Milleti , Ne Mutlu Türk'üm Diyene...
Herkese sevgi ve selamlarımla...