Kardeşiz Dedik. Hain Olduk .
Ah Şu İngilizler ..!
Geçen hafta gittiğimiz Beyrut'ta , yaptığımız bir dizi ticari görüşmeden sonra , Ba'lebek'te bir çiftlik evinde misafir olduk. Evlerinde misafir olduğumuz Huseyin , Ali ve Abdulgani beylerle , çevrede bulunan Türkmen köyleri hakkında sohbet ederken , aziz dostum Hüseyin Hac El Hassan : ' Zekai , Lübnan öyle bir yerdir ki , Beyrut'ta savaş olur , arka sokaklarında düğün ..! ' Size bu durum çok garip gelecektir, ama , Beyrut'ta gelişen savaşı kimse önemsemez.' Dedi.
Hüseyin'in bu anlatımı karşısında , 1990 yıllarda İstanbul Hukuk Fakültesinde öğrenciyken , Ermenilerin Hocalı' da gerçekleştirdiği katliamı duyduğumda , çektiğim acıyı hatırlıyor ve bu sözler karşısında kahrımdan ölüyordum.
Aziz dostlarım Ali ve Hüseyin'in bana anlattıkları bu umursamaz durum , zannedersem Arap Dünyasının topluca karakteriydi.
1183 Yılında Balian d'lbel'in üvey kızı Prenses Iseballa ile Renaud de Chattillion'un 17 yaşındaki oğlu Onfroi de Toron'un düğün törenleri için Kerek kalesi seçildi.
Selahattin Eyyubi , Kerek Kalesini kuşattı.Damadın annesi Etiennete , yiyeceklerle dolu bir sini hazırlatıp Selahattine göndererek, kuşatmanın yapıldığı sırada düğünlerinin olduğunu haber verdi. Selahattin , düğünün hangi burçta yapıldığını sordu. Kuşatma devam ettiği sürece, bu burca ateş edilmemesini emretti.
Türkmen'in karekterinde mücadele devam ederken, böyle sıradışı bir olaya ,sadece civanmertlik göstermek vardı . Bu tarihi hadise de bunu göstermekteydi.
Aradan geçen zaman içinde gördük ki , asker , polis ve tüm vatan evlatlarının Osman Pamukoğlu Paşanın verdiği isimle ' CENNET KAPISINA ' gelişleri ve ( şehadetleri ) devam ederken , televizyonlarda evlilik programlarının izlenişi , Lübnan'daki sosyal psikolojinin ülke insanımıza sirayet edişiydi.
Bizi biz yapan değerlerden bir kopuş muydu bu ?
Ernest Hemingway , ' İşgal altındaki İstanbul ' adlı kitabında , Afgan Dışişleri bakanı Muhammed Han'ın İngilizler'e karşı aldığı savaş kararını şöyle anlatmaktadır .
Muhammed Han'ın Hanımı ve çocukları ' Muhammed Han'ın silahlarını temizlerler. Hanımı Muhammed Han'a savaş kararını imzaladın mı diye sorar . Muhammed Han : Evet imzaladım diye cevap verir.
Ancak ; hanımının ne yaptığını sorar. Hanımı : ' Sen savaş kararı vermedin mi ? , Savaşmıyacak mısın ? der. Muhammed Han :' Savunma Bakanı sadece karar verir , ancak ; savaşmaz. ' der.
Hanımı Muhammed Han'a : ' Mustafa Kemal ve arkadaşlarına bu durumu nasıl anlatacaksın' diye sorar.
İngilizler Muhammed Han ile hanımı arasında geçen bu kouşmayı duyduklarında : 'Ah ..Bu Mustafa Kemal..!' derler.
Ah ..! Mustafa Kemal : 'Yurtta Barış , Dünyada Barış' diyerek, bize onurlu insan , gururlu müslüman , Türk olmayı öğretti. Bu sebele ;
- Müslümanız dedik . Dinci olduk.
- Oğuzkaan , Fatih Sultan Mehmet ,M. Kemal Atatürk dedik . Faşist olduk.
-Hepimiz kardeşiz dedik. Fundamentalist olduk...
Ah şu İngilizler..! , Ah...Şu Almanlar ..!
Dünya , yalan , iftira ve terörü sizden öğrendi.
Emperyalizme karşı ücadeleyide , Mustafa Kemal'den ...
Herkese sevgi ve saygılarımla...
* Almanya'nın Milletimiz ve Devletimize attığı Ermenilerle ilgili iftirayı asla kabullenmiyoruz.Almanya'yı kınıyoruz.