Kendilerinden Fikir Devşirdiğimiz Milletimizin Unutulan ve Sessiz Kahramanlarına
Milli benliğimiz ve milliyetimiz her yer ve yönden kuşatılmış bulunmaktaydı. Bu kuşatılmışlık öyle bir noktaya ulaşmıştı ki , milli benliğimiz adına ses çıkaran herkesi ve her şeyi boğmaya kalmakta ve susturmaya çalışmaktaydı.
Millet ve milliyetimizi kuşatmaya çalışan en tehkikeli düşman , emperyelist güçlerin kontrolündeki radikal ( İslam ! ) hareketiydi. (Radikal İslam'ın ! ) çeşitli coğrafyalarda , muhtelif tezahürleri olmuştu. Biz , Devlet-i Aliye -i Osmaniye içinde yaşanmış bir kuşatılmışlıktan bahisle , bu kuşatılmışlığa baş kaldıran önemli bir İslam Alimi olan Mehmet Vani Efendi ve Ali Suavi'den bahsetmeyi bugünkü yazımızın konusu olarak seçtik.
Osmanlı döneminde , milletimizin ve milliyetimizin bazı Emevi İslamcıları tarafından , saldırıya uğrayan ve yıpratılmaya çalışılan milli değerlerine karşı , Türk'lük hissiyatı ile hareket etmiş önemli din adamlarından ve IV . Avcı Mehmet'in Hocalarından olan Mehmet Vani Efendi çok önemli bir İslam alimidiydi.
İsmail Hami Danişmend , ' Türk Irkı Niçin Müslüman Oldu ' adlı eserinde , Mehmed Vani Efendi'nin 'Araisul Kur'an ' adlı eserinden sitayişle ( övgü ile ) bahsetmektedir .
Müslüman Türk'ün sesini Hoca Ahmet Yesevi'den sonra , radikal Emevi İslamı ve buna benzer tüm anlayışlara karşı duyuran Mehmet Vani Efendi , milletimizin dini yönden kuşatılmışlığına ışık olmuştur.
Mehmet Vani Efendi , 17. Y.Yıl'da yaşamış ve IV. Mehmed'in saray hocası olmuş , 1683 yılında düzenlenen 2. Viyana seferine ordu hocası olarak iştirak etmişti. Van'da dünyaya gelmiş , Gence , Karabağ ve Tebriz'de tahsil görmüştü. Bir müddet , Erzurum'da ikamet etmiş ve orada görev ifa etmişti. Erzurumda , adına bir sokak bulunmaktadır.
Mehmet Vani Efendi , sünnete son derece bağlı bir zat idi.İstanbul'a gelerek Valide Sultan Cami'inde ( Yeni Camide) vaaz etmiş , bu sırada Fazıl Ahmet Paşa tarafından Sultan IV. Mehmet'e gıyaben tanıtılmıştı.Bu tanıtılmayı müteakip kısa bir müddet sonra saraya hoca olarak girmişti.
Vaniköy önceleri , Bizans sarayının mesire yeri idi. Bu yeri sıkı bir disiplinden geçiren Vani Mehmet Efendi 15 yıl süre ile mevlana tekkelerini kapattı ve şarap içme yasağı koydu. Ermeni Tarihçi Eremya Çelebi Kömürciyan ( 17. Asırda İstanbul Tarihi , shf.52 de) ona şiddetle çatar ve Vaniköy'ün ona tahsis edilmesine ait kısmında kendisinden ma'hud diye bahseder.
İsmail Hami Danişmed ' Türk Irkı Niçin Müslüman Oldu. ' adlı müthiş eserinde ; ' .... Dini bahislerde bile ....Türk Düşmanlığı taassubuna karşı çok meşru bir heyacanla Türk Irkının İslam Tarihindeki mevkiiyle inkarına imkan olmayan haklarını müdafaa edip , Osmanlı medresesinin taassup devrinde, bu ilmi davasını büyük bir selahiyetle isbat ve tevsik eden yegane Türk alimi ( Vani Mehmet Efendi ) merhumdur. Osmanlı ilim tarihinde Türk Milliyetinin ilk müdafii vaziyetinde bulunan ve hatta sırf işte bu yüzden tarizlerle , iftiralara uğrayan bu Vanlı alim ,hicretin 1096 ve miladın 1685 senesinde Bursa'nın Kestel nahiye merkezinde vefat etmiştir. ' şeklinde bizlere bilgi vermektedir.
Mehmet Vani Efendi hakkında araştırmalar yapmış Alman Müşteşriklerinden Karl Brockelman Mehmet Vani efendinin , Vankulu mehmet efendi ile karıştırıldığı bilgisini vermektedir.
Vani Mehmet Efendi , 'Araisül Kur'an 'adlı eserinde , Yecüc ve Me'cüc bahsinde : ' ... tefsirini cerh ve nakzetmesi ' zülkarneynin münasebetiyledir. Araisül Kur'an'ın 2. cildinin 250. yaprağında ( oğuz-Han ) dan bahsederken şöyle bir fıkrasına tesadüf edilir : ' Türkler , Kur'an'da bahsi geçen (zülkarneyn)den maksat ( oğuz- Han ) olduğunu söylerler ki , bu hususta tereddüdü mucip olacak hiç bir nokta yoktur.'
'....Müfessirlerinin Ye'cuc ve Me'cuc'u Türkleştirmelerine mukabil , ( Vani Efendi ) işte bu ifadesiyle aksini iltizam ederek ' Ye'cuc ve Me'cuc'a ' karşı demir ve bakırdan bir sed yaptıran ( zülkarneyni ) Türkleştiriyor ve bunu yaparkende kendi şahsi telakkisine göre değil , eski Türklerin umumi ve milli tekakki ve ananesine istinad ediyordu.
Vani Mehmet Efendi , 'Araisul Kur'an ' adlı eserinde , Türk Milletine atılan bütün iftira ve karalamalara tek tek cevap veriyor.Moğollarla , Türk boylarının farklı topluluklar olduğundan bahsediyordu.
Bağnaz ve Emevi İslam anlayışının Osmanlı Başkent ve Sarayını kuşatmışlığına karşı çıkıyor ve bunun neticesi olarak , Bursa'da menkuben hayatını geçirmek zorunda kalıyordu.
Yine , Osmanlı döneminde milliyetimize karşı var olan kuşatılmışlığa isyan eden din adamlarından Ali Suavi , Sultan Aziz döneminde Genç Osmanlılar ile Paris ve Londra'da bulundu. Türk Milli kültürüne önem veren ve İslamı refarans olarak almış ve de ilk defa laik düşünce sisteminden övgü ile bahseden aydın bir kişilikti. Döneminde iyi bir muhaddis ( Hadis Alimi ) olarak bilinirdi. Dönemin siyasi düşünceleri ile uyum gösterememiş , V. Murad'ı tahta geçirmek isterken , yedi sekiz Hasan Paşa Tarafından öldürülmüştü.
Bahsettiğimiz bu iki şahsiyet ,radikal İslam'dan Menfaat ve Şahsiyet Devşiren değil , mensubu olduğu milletin , milliyet düşüncesine aydın bir şekilde bağlı kalan fadakar insanlardır. Ruhları şad olsun.
Akibetleri , iftira , yalan ve gadre uğramakla neticendi. Ancak ; onlardan fikir devşiren genç beyinler , Osmanlı'da cedidizm hareketiyle , eser ortaya koydular.
Onların ve onlardan ilham alan ve fikir devşirenlerin ortaya koydukları bu eser , ilel ezel ( sonsuza dek ) yaşıyacaktır.
Ne Mutlu Türk'üm Diyene ..!
Herkese selam ve sevgilerimle...
* Mahud : kötü şöhretli
* Yazımız , İslam'a ve milletimize hizmet etmiş ve ışık olmuş bilge kişilikleri tanıtmak için kaleme alınmıştır. Kimseyi incitmek için yazılmamıştır.
* Radikal İslam : Dinimiz olan İslam'ı siyasi emelleri için kullanan , sapkınlık gösteren ehli sünnet anlayışı dışında ki anlayışlar
* Türk Kelimesi : Tarih içindeki kullanımı ile yerine göre bir Irkın , bir Medeniyetin , Bir Ulusun , hatta öyle ki ; galat-ı meşhur ile İslamın yerine kullanılan bir kelime olmuştur. Türk kelimesi , içinde çeşitli ırk ve boyların bulunduğu bir kültür havzasının ve kültür topoğrafyasının ismi olmuştur.