Şeyhul Muharirin ( yazarların Piri ) ve bir dönemin yaşayan Dede Korkut’u Ahmet Kabaklı üstadımız, 1994’lü yıllarda Türk Edebiyatı vakfında yaptığı bir konuşmada, şöyle diyordu; ‘ rafta duran kitaplara baktım , en sağdan en sola kadar bütün kitaplar, yan yana ve omuz omuzaydı. Anladım ki, kavga etmek biraz insanlara mahsusdu. O yüzden; akıllı olun, sizi kavgaya ve çatışmaya iten herşeyden uzak durun ! ‘ diyordu. Bu büyük bilge kişilik, yaradılışımızın özünde var olan karşılıksız sevmeyi ve karşılıksız vermeyi bize öğretiyor ve kavganın yerine, sevgiyi koyuyordu. Çünkü; günümüz insanı sevmeyi değil , ama ; nefret etmeyi ve yıkmayı biliyorudu. Sevgiyi bildiğini söyleyenler de ,ihtiyaçları gereği, menfeatleri için , şuursuz canlılar olan (hay-a-van-lar ) gibi iptila ile ihtiyaç gereği ve ihtilaç içinde seviyordu. İnsanca kalpten ve karşılıksız olarak, mevlana misali, sevgiden bi haberlerdi. Maddi bağımlılığı ve alışkanlığı sevmek zanneden bi idrak kalplerin ve beyinlerin , rıza-i ilahi ile karşılıksız sevmesi ve bir idealin insanı olması oldukça zordu. Hz Fatih’in hocası Akşemsettin’in arkadaşı ve Merzifon’da medfun olan Şeyh Abdurrahim Rumi H.z.leri anadoluya geliyor ve hayatını Yesevi usul ve erkanınca burada geçiriyordu. Öyle ki ; onu bu topraklara gönderen hocası;’ bir aşk güllesi yaktık. Diyar-ı Ruma attık .‘ diyordu.
O yüzden olsa gerektir ki; ihtiyaçları ve menfeatleri gereğini sevgi zanneden insanlar kavgadan imtina eden Oğuz Muhammedler’in sevgi ve iletişim dilinden anlamaları mümkün değildi. Ve olmadı da..!
Allah için karşılıksız sevmeyi ideal edinmiş Oğuz Muhammed’ler, bir ideal insanı olmayı önemseyen ,sokakta ve caddede ahlak ve terbiyeden taviz vermeyen ,eğitimli insan tipiydi. Uğruna dövüşeceği değerleri çok iyi bilen Muhammed Oğuz’lar sokakta işret(içki ve eğlence ) alemine dalmış serseri , aymaz ve cahil insan tipi değildi.
Kafasının içinde bilgi, kalbinde sevgi, elinde güç ve muktedir olma bilincinde büyümüş, gelecekte söz sahibi olmanın bilincinde nar-ı beyza(sönmez bir ateş,kararlı) insan tipiydi. Sokakta ucuz kahra - manlık peşinde olmayan saf idraktı.
Çünkü ; o biliyordu ki , cahil adamın milliyetçiliği, kendinden önce bu değere hizmet etmiş insanların emeğini inkar içindi. Yine o biliyordu ki; cahil adamdan herşey olur, ancak ; Oğuz Muhammed yani Muhammed Oğuz’lar olmazdı.
Oğuz-Muhammed sokağın kendisine asla kural koyamayacağı bir insan tipiydi. Çünkü ,o bilirdi ki ; sokak bitince, kuralı da biter. Onun kalbinin ve kafasının içinde ( minel ezel ilel ebed) ezelden ebede var olan’ kurallar vardı.
Oğuz Muhammed’ler orta asyanın bozkırlarından (Mavera –un Nehir’den) Irak’a gelmişlerdi. Abbasi halifesi Kaim Bi Emrillah bozkırın bu yağız delikanlılarını karşılamış, Samarra’da ikamet etmelerini istemişti. Irak’a bulunan Kerkük şehri ,ilk defa o zaman kurulmuştu. Kaim Bi Emrillah, bir kanun çıkararak ‘siz cundullah ( Allah’ın askerlerisiniz )’ sizin başka kavimlerden kadınlarla evlenmenizi yasaklıyorum. Zira; savaşçı özellikleriniz bozulmasın istiyorum.’ demiştir.
Aradan geçen asırlar sonrasında, birinci cihan harbinde Halil Paşa komutasınıdaki Türk ordusu, General Charles Townshend idaresindeki ingiliz ordusunu Kut-ul-Amara’da bozguna uğrattığında; ‘ siz her biriniz mehmetçiksiniz ve her biriniz Hz Muhammed’i örnek alan askerlersiniz !.. ‘ demiştir. Mehmetçik ismi , ilk defa Kut-ul-Amara’da kullanılmış ve Türk ordusuna bir ideal ve hedef gösterilmiştir. Oğuz Muhammed olduğu hatırlatılmıştır.
Oğuz Muhammed’lere ,yani ; mehmedlere yakışan, insanı toprağa bağlayan ilk hareketin ,H.z. İbrahim kaynaklı ve kab’e menşeyli olduğunu ortaya koymak ve bu ideal için koşmaktır. Çünkü , vatan duygusu ve düşüncesi, sadece ; Mehmedlere bu kadar yakışırdı. Herkese en içten saygı ve sevgilerimle…