Düşünceler, gökyüzünden yeryüzüne çekilmedikçe ve madde ile desteklenmedikçe, nesiller için bir ütopya olarak kalacaktır. Bir düşünce, gerçekleşmesi için bir fon (para) bulunmadıkça gönüllerde sadece ideal olarak kalacaktır. Fikir (ideal) dünyevileşmesini, fon (para) ile buluşmasının ardından ortaya koyacaktır.
Türk-İslam düşüncesi, bir an önce ABD’de varolan Japon fonları ile buluşmayı sağlamalıdır. ABD Birinci Dünya Savaşı sonunda klasik Monroe Doktrininden uzaklaşmış, İkinci Dünya Savaşı sonrası Marshall Doktrini ile dünyayı kontrol altında tutmaya kalkmış, egemen ve emperyal bir güç olmuştur. ABD İkinci Dünya Savaşı sonrası bir maceraya sürüklenmiş, Alman/Kıta Avrupası-Anglosakson kültürü arasında sıkışıp kalmıştır. İlerleyen yıllarda Uluslar arası Siyonizmin kontrolünde olan bazı güçlerle Alman Birliği, Amerika kıtasında çok yakın bir gelecekte hesaplaşmaya gireceği kesindir. Bu düşünceden olsa gerektir, ABD, Amerikan kıtasında Alman şirketlerine göz açtırmamaktadır.
Yüzyıl önce, Amerika’nın resmi dili konusunda yapılan halk oylamasında, Almanlar birinci geldiği halde, İngilizler her zamanki gibi bir oyunla ABD’nin resmi dilini İngilizce olarak tespit ve tescil ettirmişlerdir. Bu konu; ABD’de yaşayan Almanlar tarafından hazmedilememiş bir gerçeklik olarak varlığını sürdüregelmiştir. Amerikan kıtasında var olan İspanyol Rasyonelizmi/Rasyovitalist felsefe, aynen Almanlar gibi ABD’de kırılma noktasındadır. ABD’nin gelecek yüzyılda ekonomik olarak varlığını devam ettirebilmesi oldukça zor görünmektedir. Bu sebeple, Ortadoğu’da kaynak arayışındadır. Yakın bir gelecekte ABD kuruluş felsefesine, yani Monroe Doktrinine (Kıtaya geri) dönecektir.
Şuan ABD de varlığını sürdüren Japon Fonları bizim (Türk-İslam düşüncesi) için çok ciddi bir ikdisadi kaynak olarak varlığını sürdürmektedir. Kendilerini ikdisadi olarak güçlü hisseden ve artı değer kaydeden Japon fonları kültürel varlık olma iddiası taşımaktadırlar. Bunun içinde Orta Asya kültürüne kendilerini yakın hissetmektedirler. İspanyol ve Alman başkaldırısına uzun süre direnemeyecek olan ABD (birleşik devletler) zincirini koparacaktır.
Turan adlı düşünceye yıllardır ütopya gözü ile bakan bir kısım insanlar, kurtuluşu yabancıların (Rus ve Amerikan) idealinde ararken Türklük idealini ise bir fona dayanmaması sebebiyle küçük görmüş ve ütopya olarak isimlendirmişlerdir. Bir yüzyıl sonra dünya da yaşanacak olanlar Türk Milliyetçi düşüncesinin, bir ütopya olmadığını, ortaya çeşitli fonların çıktığını görünce, derin uykularından uyanmış olacaktır. Onlar bu uykularında uyuyadursunlar, biz sessiz ve derinden idealimizi gerçekleştirecek olan o fonların, ortaya çıkacağı o sessiz dönüşüme sakin bir şekilde yaklaşmanın hazzı ve heyecanı içinde olacağız.
Herkese selam ve saygılarımla …