Bazı milletler vardır , her dem kurtarıcı beklerler… Sen ise her zaman beklenen oldun. Sen beklenensin , bekleyen değil… Unutma !
Irakta , Nasiriye şehrinde ( kötü ağaç ) anlamına gelen Şeceret-ül Habis isimli bitki , bu isim ve şöhretini bölge halkının Türk askerine yaptığı alçakça saldırıdan almıştır.
Nasırıye bölgesinde , bazı kişi ve aşiretler 1. Dünya savaşı sırasında İngilizlerin kışkırtması ile Türk askerine saldırmış ve bu ağacın arkasından askerimize ateş etmiştir. Bu sebeble Nasiriye bölgesi tüm Irak’ta , kötü ağaçın olduğu yer olarak hatırlanmıştır.
Bu topraklarda oynanan büyük oyunun yüzyıl önceki adı petroldu . Şimdilerde ise , su meselesi oldu. Bu oyun , bizim tabirimizle meşrıkta (Doğuda ) , İngilizlerin ifadesi ile orta- doğuda oynanırken piyonların adı değişti . Ancak değişmeyen tek şey , emperyal güçler ve onların planlarıydı.
Adları Şerif Hüseyin , Seyyid Talip en Nakib Paşa , Rüşti Es Safevi , Yusuf El Azme ve Cafer El Askeri , Mişel Eflak , Nuri Said , Mustafa Bazani gibi vs. oldu . Ancak , planlar ve su-i niyetler olduğu yerde durdu.
Osmanlı Ordusunda ,görevli Arap subaylardan biriydi Cafer El Askeri …Osmanlı devleti onu Harbiye Mektebinden me’zun olunca ,mülazım-ı sani rütbesi ile birlikte Almanya’ya eğitime gönderdi.O , Almanya’da karlsruhe’deki Bedische Leibgrenadier alayının usta ve profösyönel bir askeri oldu.
Cafer El Askeri ,balkan savaşında hürriyet kahramanı Enver Paşa ile birlikte Edirne’ye giren birliklerde görev yaptı. Bir ara Trablusgarb’ta Nuri Paşa’nın kurmay başkanlığında bulundu . Nihayet Al Ahd partisi kurulunca , Yahya Kazım Abu Şark (Şam ) ve Cemil Lütfi ( Bağdat ) gibi subaylarla birlikte, bu partinin Halep merkez şubesi üyesi oldu . Hizbul Ahd adına Beyrut , Şam ve Halep’te partiye şube açma gayretinde bulundu.
Trablusgarb dönüşü , Şerif Hüseyin ile anlaşarak , Osmanlı Ordusunda İngilizlere karşı savaşırken esir düşmüş olan ve bu nedenle Mısırda bulunan bazı Arap subayları , esir kampdan kurtardı. Bu subayları şerif Hüseyin’le birlikte Osmanlı Ordusu aleyhine çalışmak için zorladı.
Cafer El Askeri 22 Ekim 1920 tarihinde Bağdat’a gitti. İngiliz hükümetine bir dostluk anlaşması ile bağlı Kral faysal hükümetinde , Irak Ordusunu kurmak gibi önemli bir göreve getirildi. Lozan konferansı sırasında , Irak’la ilgili konularda İngiliz hükümetinin temsilcileri ile birlikte, konferansa katılmak üzere seçildi. Çünkü , o günlerde Irak, uluslararası konularda tanınmıyordu. Kral ,1923 te Cafer El Askeri’yi yeni kurulan hükümete başbakan olarak atadı. Bu hükümet 9 ay kadar iktidarda kaldı ve Kurucu Meclisin oluşturulması ile birlikte 1924 yılında Irak- İngiliz anlaşmasını yaptı.
Kral Faysal 8 eylül 1933’te öldü. Irak’ta İngiltere yanlısı olan General Nuri Said Paşa ve Cemil Madfai ile Türkiye yanlısı Hikmet Süleyman , Raşid Ali Geylani ve Kamil Çadırcı arasında bir iktidar mücadelesi başladı.
29 Ekim 1936 tarihinde, İngiltere karşıtı olan General Bekir Sıtkı iktidarı ele geçirdi. Ve yakın arkadaşı Hikmet Süleyman’ı başbakan olarak atadı. Bu şahıs, rahmetli ihsan Doğramacı’nın kayınpederi idi.
Bu dönemde Türkiye ile Irak arasında yakınlaşma olmuş, Temmuz 1937’de Sadabat Paktı kurulmuştu.
Bekir Sıtkı , Türkiye ve Atatürk devrimlerini örnek alan ve Irak’ı siyasi açıdan Türkiye’ye bağlamak isteyen bir şahıstı.11 Ağustos 1937’de Türkiye’ye gelmek üzere Musal’da bir İngiliz uçağına binmek üzereyken , bir İngiliz askeri tarafından yanındakilerle birlikte öldürüldü.
Bu günlerde , aynı oyunun devamı Musul’da tekrar sahneye konulmaktadır. Aktörler aynı , sadece figuranlar değişiktir…Adı Işıd , Pkk , Haşdiş Şa’bi vs. olmuştur.
İngiltere’nin BBC radyosu şu günlerde , Kahraman Ordumuzun Başika’da ki varlığından oldukça rahatsız olmuş durumdadır.BBC radyosu tarafından , konu ile ilgili sürekli yayın yapılmaktadır.Yapılan yayınlardan birinde , Lübnanlı bir uluslararası hukuk profösörünün ‘ Türk Ordusunu Başika’dan çıkaracak bir güc, şu an için yok ‘ şeklindeki açıklaması , bizlere gurur , Türk ve İslam düşmanlarına ise korku vermektedir.
Ordumuzun Irak’taki varlığı ,emperyal güçlerle yıldır aramızda devam edegelen bağımsızlık mücadelesinin devamı , Türkmen ve bölgede ki Müslüman halkın duasıdır.
Beklendiğimizin , unutulmadığıdır.
Sen beklenensin , bekleyen değil… Unutma !
Cafer Askeri’nin kızı Belkıs yıllarca İstanbulda yaşamıştır.
Herkese sevgi ve selamlarımla…