İki gün önce gittiğim bir ticaret merkezinde beğendiğim bir ürünü, tezgahtarın sunumu sebebiyle bırakıp çıkmak zorunda kaldım. Tezgahtar , bana satmak istediği montun Türkiye’de tek olarak üretildiğini bu sebeble , eşinin ve benzerinin olmadığını söyledi. Bunun üzerine , montun gözümdeki değeri düştü. Sırrım bozuldu. Bu ne biçim bir pazarlama şekli ve bu ne biçim bir üretim ahlakı idi. Ben , benzeri milletimin hiçbir ferdi tarafından giyilemiyecek bir montla insanların içinde mi dolaşacaktım. Bu ne biçim bir yalnızlık , bu ne biçim bir talep , bu ne biçim yabancılaşma idi. Modernleşme , batılılaşma, kapitalist ve materyalist bir ahlak temeli ile taleb belirleme bu olsa gerekti.
Kayıtsızlık eğrisine düşmemek bu muydu...!
Ben giyinişimi, bir görünüş geçerliliği şeklinde anlıyor ve algılıyordum. Tek kalarak , tek olarak ve koparak bir geçerlilik içinde olmak , içinde yaşadığım milletimin çocukları ile bir duygusal kopuşuda beraberinde getirirdi. Onları anlayamazdım . bu sebeble hızla dükkandan ayrıldım.
Sırrım bozuldu ! sanki , abdestim bozulur gibi…
İngiliz edebiyatının ve bugün konuşulan İngilizcenin kaynağı , başka bir dil sayılması gereken Anglo – saksonca’dır. Bu dile eski İngilizce adı verilir. Ve bu dilin kurulumu Germen alfabesi ile başlar. Eski İngilizce ile yazılmış tüm şiirler ve bu şiirlerin konu ve temaları bugünkü İngiltere’de değil , Avrupa’da geçmektedir. Eski İngilizce , V. Yüz Yılda başlayarak Keltlere sürekli saldıran , Ang’lelar , saxolar , judelardan oluşan German kabilelerinin dilidir.
İki gün sonra Katar’a gidecektim.
Alış veriş için girdiğim dükkanda seçtiğim şeye bakarken , Şeyh Zari’yi düşünüyordum.Şeyh Zari İngilizler tarafından öldürülmeden önce , rivayet o dur ki ; Ey Dünyanın Hilali Nerdesin ! diyerek , Osmanlı Devletinin İnkırazına ( kırılmasına ve yıkılmasına )duygusal olarak isyan etmiştir. O Irak’ın ve Felluca’nın kahramanı idi. İngiliz komutanı Linçmanı büyük oğlunun vurması sebebiyle , İngilizler tarafından senelerce aranmış ve bir hainin ispiyonlaması sebebiyle hastanede yakalanmıştır.
Sonrada öldürülmüştür.
Yıllar önce Felluca’da Şeyh Zari’nin yaptığı mücadelenin aynısı Irak işgal edilirken yaşanmış, 18 delikanlı ABD askerlerini Felluca’dan geçirmemiştir. Bunun sonucunda Felluca’dan ( Şeyh Zari’den) ve onu örnek alanlardan batı öcünü almıştır.
Ey Dünyanın Hilali ( Osmanlı Devleti ) Nerdesin !
Kahraman Katar Emir’i hariç , Suudi Arabistan , Birleşik Arap Emirlikleri , Bahreyn vs. tüm körfez ülkelerinin emirleri Aniza’ kabilesinden gelmektedir. Şeyh Zarinin (Zavba ) aşireti Şammar aşiretinin çocuklarıdır.Şammarlar da aniza’ kabilesine mensub olmakla birlikte , onlar yıllar önce bir aşk hikayesi sebebiyle hicaz mıntıkasını terk ederek , Irak Felluca’ya gelmiştir. Aniza’ kabilesinin kahramanlıkları ile ilgili peygamberimizin hadisi şerifi olduğu söylenir. Suudilerin Aniza’ya intisabı tartışma konusu olup , Suudi kralı Aniza’nın aşiret lideride değildir.
Yani , edebiyat aynı , kavga aynıdır. Dünyanın hilali bölgede yine boy göstermeye başlamıştır. Bu birilerini rahatsız etmektedir.
Bu milletin büyük Ozanı Arif Şirin’in dediği gibi ;
Zaten hilalin kaderi hep budur .
Arada önüne , bulutlar durur.
Bir rüzgar estimi , hilal kurtulur.
Ölmez bu hareket , ölmez bu dava
Herkese selam ve sevgilerimle…
*Şammar aşireti bizimle ( Osmanlı Türkleri ile ) 1. Dünya savaşında İngilizlere karşı savaşmış kahraman bir Arap aşiretidir.
* Geçen hafta gerçekleştirdiğimiz Katar ziyareti sırasında , bizi Katarda ağırlayan Tüm Katarlı ve Türk Dostlarımıza saygı ve sevgilerimi sunarım. Kardeş Katar halkına sevgi ve hürmetlerimle