Cengiz Aytmatov , Kızıl Elma hikayesinde; basit ve sıradan bir köylü gencinin, zengin ve asil bir Rus kızına olan aşkını anlatır. Köylü genci, uzaktan temaşa ettiği, ancak; yaklaşmaya dahi cesaret edemediği, zengin ve asil Rus kızını günlerce uzaktan izler. Ona, sahip olduğu tek şey olan cebindeki Kızıl Elmayı hediye etmek ister. Bu cesaretle; doğrulur , zengin Rus kızının yanına gider ; kem küm ettiği bir kaç kelimeden sonra, cebinden çıkarttığı Kızıl Elmayı, şımarık kıza uzatıverir. Kendisine uzatılan bu Kızıl Elmayı , burnunun ucunda hisseden şımarık kız ; basit ve sıradan gördüğü gencin elindeki elmayı alır ve duvara çalar..!
Sevdalar vardır; ezeli ve ebedi..! Yine, sevdalar vardır; anlık ve geçici...! Sevgiler vardır; bitmez, tükenmez ve sonsuz..! Yine, sevgiler vardır; anlamsız ve geçici..!
Türklük ; sonsuz bir sevdadır, asla bitmeyecek olan… Kızıl renginin peşinde , ideallerimizi ve gençliğimizi harcadığımız Türk Milleti ve sevgisi ,bizim için hep bir sevda konusu olmuştur.
1993’lü Yıllarda , Türklüğün anlamlı bir sevda olduğunu öğrendiğim ve bu anlamda; kendisinden tefeyyüz ettiğim ( feyz aldığım ) üstadım Ergün Göze , Cağaloğlu’ndaki bürosunda, karşısında oturduğu, Kâbe kapısı tablosunun manevi ikliminde ,adeta ; bize , şımarık Rus kızının duvara çaldığı Kızıl Elma idealinden bahseder. Kızıl Elma parçalarından önümüze düşen hissemizi ,ilahi bir şevkle , sıradan bir köylü çocuğu edasıyla anlatır. Kâbe'nin kapısı tablosundan ve manevi ikliminden aldığı ilham ile yürüyeceğimiz istikametin Peygamber sevgisi ile mülemma (karışmış ) , Türklük sevdası olduğunu anlatmaya çalışırdı.
Askerden izne geldiğim de , kendisini çok özlemiş ve üstadım Ergün Göze ile telefonla görüşmüştüm. Bana , o tatlı ve ahenkli üslubuyla, askerliğin bizim kültürümüz de , Peygamber ocağı olarak kabul edildiğini , vatan hizmetinin çok önemli ve kutsal bir hizmet olduğunu söylüyor ve sürekli dua ediyordu…
Türklük, onun ve onun gibiler için bir sevdaydı… Türklük; yine , onun ve onun gibiler için tükenmek bilmez bir idealdi… Peşinden gidilecek Kızıl Elmaydı…
Öğrencisi olmakla gurur duyduğum kıymetli Ustadım Merhum Ergün Göze ve mensubu olmakla şeref bulduğum Yüce Türk Milletine , bana ve benim gibi binlerce insana kızıl Elma (muasır medeniyet ve ahlaki değerler ) peşinde yürümeyi öğrettikleri için ,teşekkürü bir borç bilirim.
Bu makale , Merhum Ustadım Ergun Göze ve onun gibi, milletimize hizmet etmiş tüm buyuklerimizi hatırlamak ve hayırla yad etmek şeklinde, borcumuzun edası sadedinde olsun inşallah ...
Herkese , selam ve saygılar sunarken, Merhum Üstadım Ergün Göze’ye ve onunla birlikte bu millete hizmet etmiş tüm büyüklerimizin aziz ruhlarına Fatiha okunmasını talep ederim.