İnsan, su küpü misali yaşadıklarını acısı ile tatlısıyla içinde biriktirir…Kırıldığı zaman yada vakti geldiği zaman en sevdiğine yada hiç tanımadığı birisine anlatır içini boşaltır rahatlar, yada hissiyatını sözlere döker yazar, anılarını zihinlerde canlandırır. Önemli olanda içimizde neler biriktirdiğimiz değil midir?
Kısacık hayatımızda yaşadığımız, nefretlerimiz, sevgilerimiz, hayallerimiz, hayal kırıklıklarımız, aşklarımız…
İçimizde biriktirdiklerimizdir aslında bizi biz yapan. İçimizdekileri değerlerimizle harmanlayıp günlük hayatımıza karşı gardımız alır ve mücadeleye devam ederiz.
Hayat, bizi kimi zaman hayal denizinin içinde ulaşmak istediğimiz ütopyaya bırakır orada dinlendir, kimi zaman bizde yarattığı hayal kırıklıklarının tam ortasına bırakır, kendimizi bir girdabın içerisinde boğulurken görürüz….
İnsan en mutlu olduğu yada hayal kırıklığının en dibinde aslında bir çıkmazdadır, değerlerimizdir bize olumlu yada olumsuz pozisyon aldıran.
Türk kültürü ve değerleri hakkında sayfalarca kitaplar yayınlanmış, analizler yapılmıştır. Kültürümüzün ve değerlerimizi en net şekilde ortaya koyan en önemli olaylar ise, Çanakkale Deniz Zaferi’nin yaşandığı Çanakkale Gelibolu yarımadası ve Kurtuluş Savaşıdır. Osmanlı Devleti’nin zayıf olduğu bir dönemde, 101 yıl önce İngilizler başta olmak üzere dünya devletlerine karşı verilen destansı mücadele, bu ülkede yaşayan herkesin dedeleri, amcaları, ananeleri, akrabaları tarafından birlikte azim ve kararlılıkla verildi. Toprağa düşen binlerce şehidimizin verdiği destansı mücadelede ise ‘Aman dileyene kılıç çekmeme, 5 metreye kadar düşen cephe savaşlarında, düşman askeri ile karşılıklı erzaklarını paylaşma’ gibi değerlerimiz tarihe düşülen notlar arasında yer aldı.
‘Çanakkale’ dendiği zaman 250 bin şehidimizin toprağa düştüğü aklımıza gelir, boğazımız düğümlenir, gözlerimiz yaşarır. Azim, inanç ve kararlılıkla verilen Çanakkale Destanı sonrasında ise işgal altındaki Türk topraklarında işgalci devletlere karşı Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde girilen Kurtuluş Savaşı vardır. Genç Türkiye’nin temelleri atılır…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye’nin temellerini atarken, halkın inancı ve kararlılığından güç almıştır. Bunu da 19 Mayıs’ta 1919 yılında Samsun’a çıktığında sarf ettiği sözlerle ifade etmiştir. Cephelerde verilen zorlu savaşlardan sonra genç Türkiye’nin temelleri atılır, Cumhuriyet ilan edilir. Deha Gazi’nin önderliğinde genç Cumhuriyet, daha ileriye gitmek için toplumun bütün bir kesimi ile kalkınma hamlelerine başlar... Tüm bu mücadeleleri halkımız değerlerimizden ödün vermeden birlikte verdi ve kazandı. Yapacağınız yabancı dizi izle aramaları ile ulaşacağınız siteler arasından komedi türündeki dizileri sevenler için ilk akla gelen How I Met Your Mother dizisi, yıllar önce çekilmiş olsa da günümüzde dahi izlerken kahkahalarla güldürüyor. Türkçe karşılığı annen ile nasıl tanıştım olan diziyi How I Met Your Mother izle yazarak çıkan sonuçlardan diziyou.com ile üyelik ücreti ve şartı olmadan ve 1080p kalitede izleyebilirsiniz.
Aradan yıllar geçse de bizi biz yapan ortak değerlerimiz hiç değişmedi aslında….Biraz modernize olduğunu, bazı değerlerimizi ise unuttuğumuzu düşünüyorum…
İstanbul’un fethinde, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda hezimete uğrayan, yabancı güçlerin Türkiye üzerinde uzun vadeli planlar yaptıklarını biliyoruz. Bu planlarını kimi zaman teröre destek vererek, ya da bizi biz yapan değerlerimizin altını oyarak yapıyorlar…
Bizlere değerlerimizi unutturmakta başarılı olduklarını da söyleyebiliriz de. Bunu destekleyen birçok sosyolojik analiz sonucu var. Boşanma rakamları ile huzurevlerindeki yaşlılarımızın sayısındaki artıştan tutunda, asayiş olaylarındaki yükselişe kadar birçok örnek verilebilir. Artık annemizi, babamızı gözümüz arkadan kalmadan yaşlandığı zaman huzurevine bırakabiliyor, zoru gördüğümüz zaman eşimizi boşayabiliyor, kapı komşumuzu tanımıyor, mahallemizde kimi kaybettiğimizi bile umursamıyoruz...
Bu biraz bireyselleşmemizden kaynaklanıyor olabilir mi? Herkes kendi kararını verecektir ancak ben kendi adıma konuşursam, bireyselleştik ve bencilleştik, insana, doğaya, büyüğe, küçüğe olan sorumluluklarımızı unuttuk… Daha önemlisi hayatı paylaşmayı unuttuk…
Yıllarca güzelim Türkiye’mizde et-tırnak misali birlikte yaşadık ve ayrılık tohumları ekmeye çalışanlara inat, yaşamaya da devam edeceğiz. Çanakkale ve Kurtuluş mücadelesinin ruhu halen damarlarımızda dolanıyor. Tarihe baktığımızda bu topraklarda yaşadığımız acılar hepimizin yüreklerini yaktı. Kendi acılarımıza ortak olduğumuz ve bizi biz yapan değerlerimize sahip çıktığımız zaman Çanakkale ve Kurtuluş mücadelesi ruhunu yaşatabiliriz. Ankara ve İstanbul’a bizler karanfil bırakmayıp yabancı ülkelerin devlet başkanlarının bırakmasını bekler, acılarımızı görmezden gelirsek sessizliğin çığlığı hepimizin yüreklerini daha da acıtır. Terörün her türlüsünü lanetliyor, bombalı saldırılar da hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, aralarında uzaktan akrabam olan polis memuru abim dahil bütün yaralılara acil şifalar diliyorum…