Deprem Bölgesinde Üretim, İhracat ve İşgücü Nasıl Etkilendi?

TAKİP ET

Kahramanmaraş'taki depremler sonrası sadece Gaziantep'te 1182 fabrikada oluşan hasarın maliyeti 422 milyon TL iken, İskenderun Limanı'ndaki yangın kaynaklı ham madde zararının ise 500 milyon doları bulduğu tahmin ediliyor. Bölgedeki esnaf ve sanayi odalarının başkanları yaşadıkları kaybı SÖZCÜ'ye anlattı.

Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin bölgedeki esnaf, fabrikalar ve sanayi üretimi üzerindeki yıkıcı etkileri netleşmeye başladı.

Aylık ortalama 1 milyar dolarlık ihracatın gerçekleştirildiği Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde şubat ayında yapılan ihracat yaklaşık 500 milyon dolara kadar geriledi.

Ayakta kalan fabrikalardaki üretime ise depremden dolayı kırılan, balans ayarı bozulan ya da beyinleri yanan makine teçhizatları ile devam etmeye çalışılıyor.

Üretimi engelleyen önemli sorunlardan biri de işgücündeki azalma.

Depremin üzerinden neredeyse 1,5 ay geçmesine rağmen bölgedeki insanların hala barınma sorunu yaşıyor olması kalan insanların da göç etmesine ve fabrikalardaki iş gücü kaybının yüzde 70’e kadar varmasına neden oluyor.

Depremin bölge ekonomisine verdiği zararı Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin, Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci ve bölgede TESK’e bağlı esnaf odalarının temsilcileri ile konuştuk.

GAZİANTEP’TE 1182 FABRİKADA 422 MİLYON TL’LİK ZARAR

Sozcu.com.tr’ye konuşan Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi, kentte 5 bin 100’ün üzerinde imalat yapan firma olduğunu, bu firmaların 1182’si ile görüşebildiklerini ve bu fabrikalarda deprem kaynaklı oluşan hasarın 422 milyon TL’yi bulduğunu söyledi.

“Hasar gören fabrikalarda sallantıdan dolayı makineler ya da parçalar kırıldı, makinenin kalibrasyonu, balans ayarı bozuldu, teçhizatın beyni yandı” diyen Ünverdi, “Parça eksikliklerini yurt dışından da temin edemedik. Üretime bu şartlar altında devam ediyoruz” dedi.

Kalifiye elemanları da kentte tutamadıklarını, yetişmiş iş gücünün göç ettiğini söyleyen Ünverdi, “Şu an fabrikalarımızda yüzde 40’ı aşkın iş gücü kaybı var. Çünkü geçici barınma sorunu had safhada. Bunun yanında çocuklarının eğitimi için de gidiyor insanlar. Göç eden insanlarımızın dönüşünü sağlamamız gerekiyor. Bunun için de devletin desteğine ihtiyacımız var” diye konuştu.

Deprem sonrası Kahramanmaraş’ta hasar gören bir fabrika (Kaynak: AA)

HATAY’DA İŞGÜCÜ KAYBI YÜZDE 70’E ÇIKTI

Sozcu.com.tr’ye konuşan Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin, ilçedeki iki OSB’nin ikisinin de dağ eteklerinde olduğu için fabrikaların yüzde 95’inin ayakta olduğunu, ancak ova üzerine kurulu yan sanayinin yüzde 60-70 oranında büyük bir yıkıma uğradığının bilgisini verdi.

Çinçin, “Fabrika ayakta kalsa da çalışanı, patronu, imza yetkilileri vefat etmiş olabiliyor. Yaşayanların büyük bir kısmı da göç etmiş durumda. Hatay ilk defa göç veren bir il konumuna geldi. Tahminimce nüfusun 3’te 2’si göç etmiştir” diye konuştu.

Fabrikaların ancak yüzde 30 elemanla ve yüzde 30-40 kapasiteyle çalışabildiğini aktaran Çinçin, bu fabrikaların sıhhatli çalışabilmesi için bireysel çadır ve konteyner talebine cevap verebilmek gerektiğini ancak bunun şu ana kadar çok mümkün olmadığını dile getirdi.

Çinçin, şöyle devam etti:

“Buradaki insanların hem evi ve işyeri çöktü hem fabrikadaki makinesi hem de binek otomobili kullanılamaz hale geldi. Bu zararları sigorta ile karşılamak da pek mümkün değil. Diğer 10 ilde oluşan zararın belki toplamı kadar zarar var Hatay’da. OSB’lerin ancak yüzde 35-40’ı faaliyete geçebildi. Dişe dokunur bir destek de gelmedi bölgeye.

Buradan göç eden insanlarımızın dönmesi için barınabilecekleri yaşam alanlarının kurulması gerekiyor. Konteyner kentler kuruluyor ama yeterli değil.

Depremden sonra illerin, ilçelerin, firmaların etkilenme oranlarına göre kategorize edilmesi ve bu sınıflara göre süper teşviklerin, desteklerin planlanması ve ticari kredilerde minimum 1 yıl faizsiz erteleme sağlanması talep ediyoruz.”


Deprem Kayseri’deki bir seramik fabrikasında 100 tonluk çamur silosunu devirmişti (AA)

DİYARBAKIR’DA 1300 ESNAF İŞYERİNİ KAYBETTİ

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) yetkililerinden aldığımız bilgiye göre, depremden etkilenen 11 ilde toplam 322 bin 457 esnaf ve toplam 339 bin 81 işyeri bulunuyor.

Tüm illerde toplam ne kadar işyerinin yıkıldığı konusunda henüz net bir veri olmadığını, bölgeden hala sağlıklı veri akışının gelmediğini belirten TESK yetkilileri, yalnızca Diyarbakır Esnaf Odası’nın kendilerine ulaşarak, kentte 1300’e yakın işyerinin yıkıldığının bilgisini verdiklerini ifade etti.

Dükkanı ayakta kalan esnafın da bu duruma sevinemediğini söyleyen bir yetkili, “Örneğin Gaziantep’te ilk etapta 13 binada çökme yaşadık ama ağır hasarlı, yıkılması gereken bir yığın bina var. Bunun altında berber, kuaför gibi küçük esnaf işletmeleri bulunuyor. Bir tarafı göçmüş binanın altındaki işyerine gider misiniz? Bu yüzden esnaf işyeri yıkılmasa da sevinemiyor” diye konuştu.

Depremin ardından İskenderun Limanı’nda devrilen konteynerlerde yangın çıkmıştı (Kaynak: AA)

500 MİLYON DOLARLIK HAM MADDE ZARARI

Sozcu.com.tr’ye konuşan Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci, depremin ilk günlerinde İskenderun Limanı’nda çıkan yangın sonrası sanayicinin limandaki ham maddeleri hala alamadığını söyledi ve bu durumun üretimin devamını sekteye uğrattığını ve tahmini olarak yaklaşık 500 milyon dolarlık zarar oluşturduğunu kaydetti.

Bu sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğini talep ettiklerini söyleyen Kileci, “Liman yetkilileri ve taşeron firma büyük bir doğal afet olduğunu söylüyor ama öyle ya da böyle liman sahasındaki ürün devletin sorumluluğundadır. Onun da alt taşeronu liman işletmecisidir. Bir an önce limanda bekleyen ham maddeler sorununun çözülmesini istiyoruz” diye konuştu.

‘ESNAFA KREDİ VERİLMİYOR, TEMİNAT İSTENİYOR’

Esnafın yaşadığı en büyük sorunlardan biri ise, mevcut borçlarını ödeyemeyecek durumda olmasına rağmen yalnızca borçlarının ertelenmiş olması.

Hem TESK yetkilileri hem de bölgede irtibat kurduğumuz esnaf temsilcileri “Borçların ertelenmesini değil, silinmesini istiyoruz. Ertelense ne olacak ki, tarihi geldiğinde ödeyebilecek miyiz?” diyor.

Yaşanan bir diğer sorunun ise, kredi kullanmak isteyen esnafa gerek Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri gerekse kamu ve özel bankalar aracılığıyla zorluk çıkarılması olduğu belirtildi.

‘ADIYAMAN’DA GEL KEFİL BUL, KEFİLİN MALINI BUL’

Bir TESK yetkilisi, bu durumu şöyle özetledi:

“Verilecek krediler için esnaftan teminat, ipotek isteniyor. Neyi göstersin esnaf, yıkılan evini mi, enkaz altında kalan arabasını mı? Kefil de isteniyor. Adıyaman’da gel kefil bul, kefilin malını bul. Bu insanlar nasıl kredi kullanacak? Bu gibi şartların kaldırılması ve yaşanan bu sorunların zaman kaybedilmeden çözülmesi lazım.”

SÖZCÜ