Hüseyin Eroğlu'yla Şampiyonluk Öyküsü

TAKİP ET

Yılport Samsunspor Teknik Direktörü Hüseyin Eroğlu, Hedef Halk Gazetesi'ne çok özel açıklamalarda bulundu. İşte Eroğlu'nun açıklamaları...

*** Bir şehrin yıllardır hayalini kurduğu şampiyonluğu kazanmak nasıl bir duygu? Neler başardığınızın realize edebildiniz mi?

- Öncelikle çok mutlu ve gururluyum. Samsunspor tartışmasız olarak Türkiye'nin en önemli markalarından biridir. Futbol kültürü çok ileri, Türk futboluna büyük renkler katmış, futbolcular, teknik adamlar kazandırmış bir camia. Mazilerine yakışmayan bir noktadalardı. Büyük bir aşk ve heyecanla Samsunspor'u yine ayağa kaldıran başkanımızın hedefi de doğru yönetilen kurumsal bir yapıyla önce Süper Lig'e yükselmek, sonra da hep yukarılarda mücadele eden bir Samsunspor'du. 
İlk etap büyük başarıyla bitti. Bu başarıda teknik direktör olarak görev yapmış olmak kelimelere dökülemeyecek kadar güzel bir duygu. Bu kulüp sadece şampiyonluğu kazanmadı, taraftarlarını da aidiyet duygusunu da kazandı. Son maçtaki taraftar coşkusu gelecek seneler için çok önemli işaretler veriyor.
    
*** Göreve geldiğinizde 6 maçta sadece 2 galibiyet almış bir Samsunspor vardı. Teklif geldiğinde ne düşündünüz? Transfer sürecini bize biraz anlatabilir misiniz? Size Samsun’a sakın gitme diyenler oldu mu? 
    
- Son sorunuzdan başlayayım. Bana Samsun'a gitme diyen olmadı. Zaten biri öyle bir şey dese selamı sabahı keserdim. Samsunspor hiçbir teknik direktör için reddedilebilecek bir kulüp değildir. Samsunspor her teknik direktör için bir fırsattır. Bana aslında teklif gelmeden de bir süreç yaşandı. Başkanımız daha deneyimli, taraftarların adını ilk duyduğu anda güven duyacağı bir teknik direktör bulmak amacındaydı. Bayram hoca ile yolları ayırdıktan sonra düşündüğü teknik adamın ben olmadığımı zaten medya mensuplarına açıklamıştı. O zaman Samsunspor'da görev alamayacağımı düşünmüş ve üzülmüştüm. Ancak daha sonra icra kurulundan sayın Veysel Bilen aradı ve sayın Suat Çakır, sayın Soner Soykan ile uzun bir görüşmemiz oldu. Beni daha sonra İstanbul'a davet 
Ettiler. Ardından da kısa sürede anlaştık.   

*** 4 maçta sadece Gençlerbirliği galibiyeti alabildiniz. Ancak o dönem sizi hep sakin ve kendinizden emin gördük. Takıma dokunuşlarınızı hissedildi. O dönemi sizin ağzınızdan dinleyebilir miyiz?
    
- Ben yapı itibarıyla hep sakinimdir. Milli takımlarda, yurtdışında, Süper Lig'de oynayan çok sayıda futbolcunun yetişmesinde emeğim var. Ben geliştirici ve yarışmacı bir teknik direktörüm. Altınordu'nun yarışmacı değil, yetiştirici bir kulüp olarak algılanması bazı gerçeklerin önüne geçti. Her sene çok sayıda oyuncunun gittiği, altyapıdan yükselen gençlerle yeni kurulan takımlarla mücadele ettik. 3 kere Play Off'un kapısından döndük, bir defa play off finali oynadık. En son sene ise ‘düşecek’ denen bir takımı inanılmaz bir performansla kümede tuttuk. Ben orada da kimi zaman krizli ortamlarda bulundum. Dediğiniz gibi ilk 4 maçlık süreç skor anlamında iyi gitmedi ama oyuncularımı analiz etmek için çok önemliydi. Bandırma maçında Tanque'nin kaçırdığı penaltı, Boluspor maçında son dakikada yediğimiz gol ve Altınordu maçında Tanque'nin daha 10. dakikada kırmızı kart görmesi istediğimiz sonuçları almamızı engelledi ama artık bu kadronun nereye gideceğinin ışıklarını almaya başlamıştım.
  
*** İnancınızı hiç kaybettiniz mi? 

- İnancımı, inanın bana tek bir an bile kaybetmedim. Bu takım başarılı olamayabilir diye tek bir an düşünmedim. Şehri takıma döndürmek kolay bir işti. Çünkü siz iyi oynarsanız, iyi sonuçlar alırsanız, adaletli, iletişime açık olursanız destek bulursunuz. Bizim seri galibiyetlere ihtiyacımız vardı. Hepsi bizim için final niteliği taşıyan maçları üst üste kazanınca gerisi de geldi.   
    
*** 3'lü defansa döndünüz ve kadro dışılar geldi. Medyaya, taraftarlara ve takıma bunu kabul ettirmekte zorlandınız mı?

- Medyaya, taraftarlara ve takıma bu kararlarımı kabul ettirmekte hiç zorlanmadım. Benim bu kararları önce başkan ve icra kurulumuza kabul ettirmem lazımdı. Kulübün menfaatleri için Boldrin ve Novikovas'ın bizimle olmaması gerektiğine karar verdim. Ama daha sezon başında transfer edilen bu iki kaliteli oyuncunun gitmesini başkanımız pekala istemeyebilirdi. Kararıma güvendiği ve desteklediği için tekrar teşekkür ediyorum. Oyuncular bu kararımızla vazgeçilmez oyuncunun olmadığını, vazgeçilmez olanın Samsunspor takımının menfaatleri olduğunu gördüler. Çok güçlü bir teknik heyetim var. Hem kendimizi, hem rakiplerimizi analiz ediyoruz. Bütün bu analizlerden 3'lü oynamamızın bize o dönemde daha uygun olduğu kararına vardık ve sonuçlar da gelmeye başlayınca konu hakkında tartışma bile olmadı.

*** Pendikspor ile başlayan inanılmaz bir yükseliş ve devre arasına kadar hiç bir kırılma maçını kaybetmediniz. Bu zaman zarfında Keçiörengücü ve Bodrum maçları da vardı. Sizin gözünüzde kritik olan 2-3 maçı ve taktik olarak nasıl hazırlandığınızı anlatabilir misiniz? 

- Dediğiniz gibi her biri final maçıydı. Boluspor ve Altınordu maçlarında 5 puan kaybedince zirveden iyice uzaklaşmıştık. Eyüpspor 7, ikinci, üçüncü ve dördüncü takımlardan da 4 puan uzakta, 8. Sıradaydık. Kaybetmemiz halinde tartışmalar başlayabilirdi. Kazanmak çok önemliydi. Ancak hiç karamsar olmadık. Oyuncularımızla konuşsanız size Pendikspor maçını net bir skorla kazanacaklarına emin olduklarını söylerler. Teknik ve taktik çalışmalar, oyuncuların fiziksel kalitelerinin gitgide yükselmesi, sistem içinde oynadıkları pozisyonun gereklerini yerine getirmesine bir tek skor desteği gerekiyordu. Pendikspor bu ligin en kaliteli futbol oynayan takımlarından biri. Onları net bir skorla yendik ve gerisi geldi. Bizim gelişimimizi gören takımlar kendi oyun formatlarının dışına çıktılar. 5'li savunmayla önlem almaya gayret ettiler. Zaten sezon boyunca gördünüz. Bizim öne geçtiğimiz andan itibaren, rakipler kendi oyununu oynamaya çalışınca aradaki güç ve kalite farkı ortaya çıktı. Bodrumspor bekleyerek oynadı. Kaçiörengücü maçının ilk yarısında 5 gol bulabilirdik, maç berabere bitti. En çok koşan, rakip ceza alanında en çok topla buluşan, en çok gol atan, en az gol yiyen, rakibe en az pozisyon veren takım kimliği artık Samsunspor'undu.       

*** Devre arasına 2. sırada girdiniz ama Eyüpspor ile hala ciddi bir puan farkı vardı. Tüm Türkiye Eyüpspor’u konuşurken Hüseyin Eroğlu futbolcularına ve yöneticilerine neler söylüyordu?

- Eyüpspor çok kaliteli, deneyimli oyunculardan oluşmuş bir kadro. Bazı şeyler belli ki planladıkları gibi gitmedi. Benim neler düşündüğümü icra kurulu üyelerimiz, başkanımız ve oyuncularımız biliyor. Ayrıca onlar da benim gibi inanıyorlardı. Biz şampiyon çıkacaktık. Bunu da başardık.
    
*** Transferde gelenler ve gidenlerle ikinci yarıya da bıraktığınız gibi girdiniz? Takım çok daha diri fiziksel olarak güçlü gözüküyordu. Neydi sizi diğer takımlardan farklı kılan?

- Ben rakiplerimizle kendimizi kıyaslamayı doğru bulmuyorum. Biz çok çalıştık. Kimseyle kendimizi kıyaslamıyorum, yanlış anlaşılmasın, antrenmanlarımızda çok doğru ve bilinçli olduk. Bizim her antrenmanımız maç temposunda ve o hafta oynayacağımız rakibin özelliklerine göre yapılır. O süreci iyi yönettiğimizi söyleyebilirim.     

*** İsteyip de alamadığınız oyuncu oldu mu? Emre Demir Barcelona’dan size geldi, fazla süre alamadı. Ona da kısaca değinebilir misiniz?

- Başkanımızın isteyip alamadığı bir oyuncu söz konusu olamaz. O konuda bir şey söylemiyorum. Devre arasında transfer zor iştir. Ama şunu söylüyorum, istediğimiz oyuncuları aldık. Emre çok yüksek potansiyelli bir oyuncu. Sakatlığı oldu, milli takıma gitti, belki daha fazla süre alabilirdi. Siz Emre'yi soruyorsunuz. Soner Aydoğdu bu ülkenin her takımında oynayabilecek çok kaliteli bir oyuncu. Büyük tecrübe, büyük profesyonel. Onun dahi maça giremediği dönemler oldu. Biz bazen bir hafta önce 11'de başlayan oyuncuyu kimi zaman form durumuna bakarak, kimi zaman teknik sebeplerle maç kadrosuna dahi almadık. Oyuncularımız da buna saygı gösterdi. Başarı da böyle geldi.
   
*** Altay galibiyeti ve sonrasında herkes Eyüpspor Samsunspor’u yener beklentisi içindeyken tam tersi oldu. O maçı sizden öncesiyle ve sonrasıyla öğrenebilir miyiz? 
    
- Ben sizden farklı düşünüyorum. Eyüpspor bir düşüş trendindeydi. Kimse de Eyüpspor'un yeneceğini beklemiyordu. Tabi ki bizi yenebilirlerdi. Biz büyük kalitesine rağmen rakibimizin zaaflarını da biliyorduk. Kaybetmemeye değil, kazanmaya gittik. Ve bizim planlarımız işledi. Eyüpspor gibi güçlü bir kadroyu deplasmanda bu kadar net bir skorla yenmemiz ligin şampiyonluğunu kimi kazanacağının ipucu oldu.  

*** Sonrasında Göztepe maçına kadar neredeyse gol yemeyen bir Samsunspor izledik. O dönemde bizim gözümüzden kaçan detaylar neydi? Şehir de kırmızı kazaklı insanların sayısı bir hayli artmıştı. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?

- Biz göreve geldikten sonra takım savunmasını en iyi yapan ekiplerden biri olduk. Bu kimsenin gözünden kaçmış olamaz. Galibiyetler, çalışmalarımız ve planlarımızın doğru sonuç vermesi, özgüvenin artması, takım içi iletişimin harika bir seviyeye gelmesi her gün ivmemizi artırdı. Kırmızı kazak konusuna gelince; Çok önemli bir konu başlığı haline geldi. Ben maçlarda kulüp ürünleri kullanmak istiyorum. Dostlarım ve iletişim ile marka yönetimi konusunda bana profesyonel destek olan yıllardır beraber olduğumuz Ali Ergöçmez ve Özgür Özgürengin'in yönlendirmeleriyle kırmızı kazağı giymeyi tercih ettim. Adı uğurlu kazağa çıktı. Hepimizin uğurları vardır ama ben daha çok çalışmaya inanırım. Taraftarlarımız da benimsedi. Ben iç sahadaki tüm maçlara kırmızı kazak ile çıkarken, deplasmanlarda başka tercihler yaptım. Güzel anekdotlar da yaşadım. Rakip taraftarlar bile kırmızı kazakla ilgili yorumlar yaptılar. Mesela Sakarya deplasmanında kulübenin arkasındaki taraftarlar, "Hocaa kaybedeceğini biliyorsun tabii ondan siyah kazaklasın değil mi?” diye bağırdı. O kırmızı kazağımı bir şekilde değerlendirmek istiyoruz.
   
*** Keçiörengücü galibiyeti ile bitime 6 hafta şampiyonluk resmileşti. Bir daha kolay kolay bu kadar erken şampiyon bu ligde görebilir miyiz?
    
- Tabii ki olabilir ama kolay kolay olmaz. 38 haftalık bir maratonda, 6. hafta sonunda 7. sırada aldığımız Samsunspor'u 26 hafta sonra 32. haftada şampiyon yaptığımız için çok gururluyum. Tabii bunda bizim başarımız kadar rakiplerimizin çok puan kaybetmesinin etkisi olduğunu da unutmamak lazım. 
 
*** Birde her futbolcularınıza az ya da çok oynayan, kim olursa olsun bu takımın bir parçası olduğunu hissettirdiniz. Bunu nasıl başardınız? 

- Oyuncuyu ikna etmenin yolu öncelikle maçı kazanmak. 26-27 oyuncunuz var. Hepsinin hayalleri, hedefleri yüksek. Hepsi oynamak istiyor. Maç kadrosunu yapmak, 11'i belirlemek, maçın gidişine göre değişiklikler yapmak, verdiğimiz her karar sporcularımı direkt olarak ilgilendiriyor. Bu kararları duygularla değil, teknik gerekçelerle aldığınızda oyuncu süreç içinde ikna oluyor. Bu kararları almamda analizleriyle katkı sağlayan teknik ekibime ve saygıyla karşılayan, problem çıkartmayan oyuncularıma da teşekkür ediyorum. 
  
*** Gelecek sezonun planlaması başladı mı? Bizlere nasıl bir Samsunspor izlettireceksiniz?

- Önümüzdeki sezonun planlaması çok önceden başladı. Bu konuda bu süreçte açıklamaları başkanımızın ve icra kurulumuzun yapması çok daha doğru olur. Şunu söyleyebilirim. Transfer çok zor bir süreç. Gidecek olanlar var, gelecek olanlar var.  Bu süreç öyle doğru yönetilmeli ki, kulüp zarar etmemeli. Kamp dönemine kadar mümkün olan en doğru transfer yapılabilirse sevinirim. Ama transfer Eylül'e kadar sürüyor. Biz daha Nisan ayındayız. Kimse sabırsız olmasın. En doğru işler en doğru zamanda yapılacaktır ben buna inanıyorum. Nasıl bir takım izlettireceğim konusunda ipuçlarını bu sezon verdik. Her rakibe karşı yeni bir taktik yaklaşım, hücum ederken savunma, savunma yaparken hücum etmeyi planlayan, mücadeleci ve vazgeçmeyen bir takım. Bu geçiş sürecinde en büyük iş taraftarlarımıza düşüyor. 30 bin kendi taraftarının önünde oynamak müthiş güzel bir duygu. Rakipler bu sezon çok daha güçlü olacak. Bütçesi bizden fazla çok sayıda takım olacak. Başarı bir süreçtir. Taraftarlarımız da bu sürecin en önemli destekçisi olmalı. Yalnız takım iyi durumdayken değil, hatta takım kötü giderken kucaklayıcı olmalılar. Takıma özellikle zor anlarında pozitif destek verirlerse, bu süreç çok daha çabuk geçilir, başkanımızın Samsunspor için kurduğu hayallere ulaşmak daha kolay olur. 

*** Kaç transfer yapmayı düşünüyorsunuz?

- Analizlerimiz sürüyor. Kafamda bir sayı yok. Bu takımı şampiyonluğa ulaştıran futbolcular daha kupalarını almadı. Size bu konuda söyleyebileceğim şey şu olacak. Samsunspor bu sezonki kadrosundan daha güçlü bir kadroyla sahada yer alacak. Önce başarının tadını çıkaralım. Özel Röportaj: Davut AKTAŞ