Samsun'da Kurupelit Yat Limanına yapılması planlanan otele dava

TAKİP ET

Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin Kurupelit Yat Limanı'nda yer alan itfaiye alanını otel alanına çevirmesi ile ilgili mecliste kabul edilen imar planına, Mimarlar Odası'nın açtığı davaya, mülk sahipleri ve CHP'li Tekcan müdahil olma talebinde bulundu.

Samsun Büyükşehir Belediyesi(SBB), Kurupelit Yat Limanında yer alan itfaiye alanını, belediye meclisinde aldığı kararla turizm alanına çevirmişti. Bölgeye otel planlandığı öne sürülürken, hemen yanında park alanına oluşturulan cami alanı ile ilgili açılan davada verilen yürütmeyi durdurma kararı, turizm alanına çevrilen itfaiye alanı ile ilgilide emsal teşkil etti. 

MİMARLAR ODASI DAVA 
AÇTI, MÜDAHİL OLAN OLANA 

Mahkeme kararı sonrası SBB Meclisi'nde cami ve otel alanı ile ilgili yeni bir imar planı kabul edilirken, Mimarlar Odası Samsun Şubesi, SBB Meclisi'nde kabul edilen 'belediye hizmet alanı kullanımının turizm tesis alanı kullanımına dönüştürülmesine ilişkin 1/5000 ölçekli  nazım imar planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin' iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle Samsun İdare Mahkemesi'ne dava açtı. Açılan davaya bazı mülk sahipleride müdahil olurken, SBB Meclisi CHP Grup Başkanvekili Atilla Tekcan'da davaya müdahil olma talebinde bulundu. 

MİMARLAR ODASI: PLANLAMA 
TAMAMEN HUKUKA AYKIRI 

Mimarlar Odası Samsun Şubesi İdare Mahkemesi'ne sunduğu dava dilekçesinde planın kanunlara aykırı olduğunu savunarak, "Atakum sahili; kıyı ile Atatürk Bulvarı arasında kalan kesim, yapılan çevre düzenlemeleri ile Samsun halkının ve diğer illerden gelen insanların yaz ve kış uğrak yeridir. Özelikle yaz aylarında, yaz turizmine yönelik olarak insanların denize girdiği, çevredeki restoranlarda ve kafelerde yemek yediği, festival, gece gösterileri, eğlence ve müzik, spor, konser gibi aktivitelerin yapıldığı yerdir. Atakum sahili aynı zamanda baştan sona içkili mekanları barındıran bir bölgedir. Davaya konu olan bölge, yapılaşmasını büyük ölçüde tamamlamış bir bölgedir. Bölgede yapılaşma da ağırlıklı olarak konut + ticaret (üst katlar konut giriş katlar ticaret) şeklindedir. Davaya konu dini tesis alanının sahil de yer alması, özelliklede eğlence ve deniz turizminin ön plana çıktığı bir bölgede planlanması ve iki kullanım bir arada bulunması, planlama esasları ve şehircilik ilkelerine aykırıdır. Dini tesis alanı olarak planlanan yeşil alan; insanların yaz kış çeşitli aktiviteler yaptığı, müzik dinlediği, konserlerin verildiği bir yerdir. Aynı zamanda çevrede içki ruhsatı almış birçok işletme bulunmaktadır. İş yeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin ilgili maddeleri gereği, her türlü dini tesislere belirli uzaklıkta içki satışı yasaktır. Bu durumda mağduriyetlere yol açacağı gibi, deniz turizminin ön planda olduğu bir bölgede, böyle bir planlamanın yapılmasının uygun olmadığı kanaatindeyiz. Kaldı ki bölgeye hizmet eden birçok Cami hemen Atatürk Bulvarının üst tarafında, yürüme mesafesinde bulunmaktadır. Çok dar bir alanı kapsayan ve turizme hizmet eden sahil bandına dini tesis alanı yapılmasının haklı bir gerekçesi olmadığı gibi ihtiyacı da bulunmamaktadır. Aynı mantıkla bakar isek; dar bir şerit halinde uzanan sahil bandında ne bir okul nede bir sağlık tesisi de bulunmamaktadır. İnsanları dini tesis alanına olduğu kadar okula ve sağlık tesis alanı da ihtiyacı bulunmakta ve yasada bu hususta yer almaktadır. Davaya konu olan alanın, kullanım amacının değiştirilmesinde bir zorunluluk bulunmadığı, plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, teknik ve sosyal donatı dengesini bozduğu gibi bilimsel, nesnel ve teknik gerekçelere dayanmadığı ve kamu yararı taşımadığı için tarafımızca iptali amacıyla başvuru yapılmıştır. Davaya konu plan değişikliği; kamu yararı taşımamakta, plana açıklama raporu bilimsel ve teknik verilere dayanmamakta, eşdeğer alan ayrılmamakta, yer seçimi açısından gerekli yasal mevzuata uygun bulunmamaktadır "denildi. 

TEKCAN: KAMU YARARI YOK

SBB Meclisi CHP Grup Başkanvekili Atilla Tekcan ise davaya müdahil olma dilekçesinde şunları kaydetti; "Davaya konu olan alanın, kullanım amacının değiştirilmesinde bir zorunluluk  ve kamu yararı bulunmadığı, bilimsel, nesnel ve teknik gerekçelere dayanmadığı, Atakum’un dokusuna zarar verdiği ve kararın alınış şekli açısından sonradan düzeltilmesi mümkün olmayan hukuki ve usuli hataların mevcudiyeti aşikardır."

Zekeriya FIRAT