Adı Corona mı, Korona mı, Kovid-19’mu Covid-19’mu her neyse onunla bir şeklide tanıştık tanışmasına da tam geldiği gibi gidiyordu, yol koyulmuştu ki birden bire vaz geçti kaldı!
Sizde böyle ağırlanması güzel konukseverlik olduğu sürece kovsanız da gitmiyorum, dedi.
Kalırken de “Eller ayırsa bile/Biz ayrılamayız” dedi!
Biz de yüzümüzün yumuşaklığımızdan, konuk ağırlamaktan duyduğumuz mutluluktan olsa gerek “Başımızın üstünde yerimiz var” dedik.
İkinci kez kucak açtık.
Halbuki; gitti diye “Oh be! Çok yük olmuştu, hele şükür kurtulduk” diye sevinmiştim.
Bu sevincimiz kursağımızda kaldı.
İyice bakılması gereken, dikkat isteyen bu işte toplumun büyük bir kesiminin maskeydi-sosyal mesafeydi-izoleydi derken her şeye istenilen dikkati göstermediğini gören o corona-morona denen “virüs”, “Saldım çayıra, Mevlam kayıra”dan yana olanları görünce yarı yoldan geri dönmenin zevkini tattı.
Hasretinize dayanamadım, tekrar geldim, dedi!
Bizde bu rehavet olduğu müddetçe kim ne derse desin, her türlü bahse de girerim o virüs gitmez!
Çünkü çok sevdi!
Geri dönüşüyle birlikte testi pozitif çıkanların sayısının arttığını, yatarak tedavi görenlerin çoğaldığını gördü.
Devletin açıkladığı resmi rakamlara bakarak tehlikenin yükseldiğine baktı.
Bu güne kadar gösterilen çaba, izolasyon ve alınan önlemlerin boşa gitmek üzere olduğunu gördü.
Biz Korona’yı, Korona da bizi çok sevdi!
Niye gideyim, dedi.
Daha yapacak çok işim var, dedi.
Gerisini görürsünüz, dedi.
Dedi de, dedi!