“Bazen sahip olduğumuz tek şey,
güzel günlere olan inancımızdır.”
Alarm çaldı, kalk haydi!
Tavşankanı bir çay demle,
güzel bir kahvaltı hazırla kendine…
Aynada seyret halini.
Aç pencereni,
evin içine kuş sesleriyle dolsun bahar.
Ilık bir rüzgar işlesin iliklerine kadar.
Dudağında akşamdan kalma bir türkü,
kitaplarını karıştır,
çiçeklerine dokun,
çiçekleri koklamayı unutma!..
Dolaş evin içinde…
Giyeceğin gömleği dene üstünde:
Bu olmadı, değiştir!
Hah, bu işte!
Pabuçlarını da parlat!
Son olarak gözden geçir kendini,
At kendini sokağa…
İçinden şiirler geçsin:
“Mavi desem yeşilin hatırı kalır,
Yeşil desem mavinin boynu düşer,
Turkuaz’dı gözleri, Turkuaz…”
Köşedeki büfeden al gazeteni ,
Yarenlik et biraz ayak üstü.
Selamlaş mahalleden tanıdıklarla.
Muzip bir tebessüm yapıştır dudaklarının ucuna,
Mutluluk dağıtsın yüzün.
Güneş karşı binanın camlarını yakıyor,
Kamaşsın gözlerin.
Ağaçlar bir başka süslenmiş,
Nazlı nazlı salınıyor yapraklar …
Annesinin elinden tutmuş bir çocuk,
Hoplaya zıplaya gidişini seyret.
Neşeyle gir işyerine.
Günaydın, de arkadaşlara,
Merhaba, de…
Nasılsınız, de…
“Ekmeği konuşalım,
Sonra barışı,
Üstüne bir de çocukları sevelim.
Olmuşken tam olsun.”
Bahar geldi, eey!.